Üye Ol
Üye Girişi
Webmail | Hizmetlerimiz | Yardım Konuları | Faydalı Linkler | Şifremi Unuttum? | Yeni Üyelik
Marbleport'a HoÅŸgeldiniz
Anasayfam YapAna Sayfam Yap Favorilerime ekleSık Kullanılanlara Ekle
  Site içi Arama:
DoÄŸal Kaynaklar

ASBEST

ASBEST ASBEST

ASBEST

Asbest lifsi kristal yapısına sahip olan magnezyum silikat, kalsiyum-magnezyum silikat, demir - magnezyum silikat ve kompleks sodyum-demir silikat bileşimindeki bir grup mineralin adıdır. Bu hammadde piyasada amyant adı altında da bilinmektedir.

Genel olarak iki ana asbest grubu adı altında adlanmaktadır. Bunlardan birincisi serpantin grubu veya yaygın adıyla Krizotil asbest olarak adlandırılmaktadır. Asbest mineralleri bazik ve ultrabazik kayaçlarda çeÅŸitli tenörlerde bulunur. Dunit ve serpantinlere baÄŸlı krizotil asbest yataklarında iÅŸletme tenörü %3'e kadar inmektedir. Amfibol asbest yataklarında bu oran daha yüksek olup birçok yatakta kayacın %25'ini asbest lifleri oluÅŸturmaktadır. Lifler kayaç içinde damarlar, bazen tabakalar halinde, çoÄŸu zaman ise stokverk (aÄŸsal) bir durumda ortaya çıkarlar .
 
Krizotil asbest uluslararası piyasalarda 7 ayrı grup halinde satışa sunulur, 1, 2 ve 3. Grup asbestler lif uzunlukları en fazla olanlardır. Tekstil asbest olarak da adlandırılırlar. İzolasyon malzemeleri de bu grup asbestlerden yapılır. 4 grup asbest basınca dayanıklı asbestli çimento borularında; 5. grup asbest, asbestli çimento levhalarının üretiminde; 6. grup asbest, asbestli çimento üretiminde; 7. grup asbest ise fren balataları gibi malzemelerin imalinde kullanılır. Daha düÅŸük boyutlu asbeste ise toz asbest adı verilir.

Asbest liflerinin 8 mm den daha uzun olanları % 20-25 oranında pamukla karıştırılarak ateÅŸe dayanıklı tekstil üretiminde; 5,5-8 mm uzunluÄŸundakiler asbestli boru ve levhada 2,0-6,5 mm uzunluÄŸundakiler izolasyon levhalarında, 0,2-2,0 mm uzunluÄŸundakiler ise inÅŸaatlarda tecrit amacıyla kullanılabilir ve kullanıldıkları yere göre spesifikasyona tabi tutulurlar.

Uluslararası asbest ticaretinde önemli rol oynayan kuruluÅŸlar, daha çok Kanada, Güney Afrika, Rodezya ve Rusya gibi büyük üretici ve ihracatçı ülkelere aittir. Asbest üretimi ve tüketiminin insan saÄŸlığı üzerindeki risklerinin yaygın bir ÅŸekilde tartışılmaya baÅŸlanması üzerine bu amaçla kurulan beynelminel örgütlerin sayısı da süratle artmaya baÅŸlamıştır. Bu kuruluÅŸlar, Dünya SaÄŸlık Örgütü (WHO) ve ILO ile sıkı iÅŸbirliÄŸi yapmaktadır. Asbest Enstitüsü (AL), Uluslararası Elyaf GüvenliÄŸi Grubu (IFGS) ve AIA (Asbestos International Association) sektördeki en önemli uluslararası kuruluÅŸlardır.
SaÄŸlık açısından taşıdığı riskler yaygın bir tartışmaya sebep olduÄŸu için dünya 1997 asbest üretimi 2,3 milyon ton civarında gerçekleÅŸmiÅŸtir. 1980’li yılların başında 4,8 milyon tona ulaÅŸan üretime göre dramatik bir düÅŸüÅŸ bahis konusudur. Son krokidolit- mavi asbest madeni kapanmış ve Asya krizi, yaÅŸayan krizotil üreticilerini sert bir ÅŸekilde vurmuÅŸtur .
1980’li yıllarda Kanada’da 8 olan iÅŸletme sayısı 3’e, 18.000 olan iÅŸçi sayısı ise 2000’e düÅŸmüÅŸtür. HerÅŸeye raÄŸmen madenlerin hala iÅŸletildiÄŸi yörelerde bu sanayi kazandırmaya ve önemli bir istihdam kapısı olmaya devam etmektedir.
 
Tüketim Alanları
 
Asbest minerali, lifsi yapısından dolayı çimento ürünlerine katıldığında beton içindeki çelik kafese benzer ÅŸekilde özel baÄŸlayıcılık niteliÄŸine sahiptir ve bu nedenle betonun mukavemetini artırmaktadır. ElektriÄŸe ve ısıya karşı yalıtkanlığı, diÄŸer yandan ateÅŸe dayanıklılığı asbestin tüketim alanlarını belirleyen baÅŸlıca teknolojik özellikleridir. Bütün bu özelliklerinden dolayı asbest, 3000 den fazla endüstriyel ürünün yapımında kullanılmaktadır.
 
Basınca dayanıklı borular, iç-dış cephe ve tavan kaplama malzemeleri ve levhaları, fren balataları, çeÅŸitli contalar, özel filtreler, kağıt ürünleri asbestin kullanıldığı baÅŸlıca ürünlerdir. Kimya, ilaç, lastik-plastik, boya, ÅŸeker, kağıt ve uzay sanayilerinde de asbest çeÅŸitli ürünlerin imalinde kullanılmaktadır.
 
Arkeolojik çalışmalar asbest kullanımının 2500 yıl öncelerine kadar gittiÄŸini göstermektedir. Preshistorik Fin seramiklerinde, lamba fitillerinde, Yunan ve Roma uygarlıkları döneminde üretilen çeÅŸitli dokumalarda asbest lifleri kullanılmıştır. Marco Polo 1250 yılına ait yazılarında Sibirya'da asbestli dokumalar üretildiÄŸinden söz etmektedir. Yunan ve Mısır tarihinin ilk devirlerinde asbeste rastlanmış, hatta Çin medeniyetinin ilk çaÄŸlarında hasır ve keçelerde asbest kullanılmıştır. Roma'da hükümdar ölülerinin sarıldıkları örtülerin asbest kumaşından yapıldığına dair kayıtlar bulunmuÅŸtur.
18. yüzyılda kalıcı olmalarını saÄŸlamak için bazı eserler asbestten yapılmış kağıtlara basılmıştır. Ancak asbest yataklarının ticari boyutlarda iÅŸletmeye alınması 19. Yüzyıla rastlamakta, 20. yüzyıl baÅŸlarından itibaren ise bu mineraller yaygın bir ÅŸekilde endüstride kullanılmaya ve alternatifi bulunmayan yerlerini almaya baÅŸlamışlardır.
Åžüphesiz ki, asbest üzerindeki tartışmalar son yıllarda asbest ikame maddeleri üzerindeki araÅŸtırmaları hızlandırmıştır. Almanya kendi ülke sınırları içinde asbest kullanımını sıfırlamıştır. Asbestsiz fren balataları imali gibi bazı uygulamalar Türkiye'de de baÅŸlamıştır. Bu geliÅŸmeler gelecekte asbestin kullanım alanlarında bazı deÄŸiÅŸiklikler olacağını göstermektedir
 
Üretim Teknolojisi
 
Dünya asbest madenciliÄŸinde genellikle açık iÅŸletme yöntemleri kullanılmaktadır. Açık ve kapalı iÅŸletmelerin bir karışımı denebilecek olan en modern iÅŸletme metodu (block caving) Kanada'lılar tarafından geliÅŸtirilmiÅŸtir. Ancak çok büyük yataklarda uygulanan bu yöntemde patlatılan cevher kuyu ve galerilerden çekilerek cevher zenginleÅŸtirme tesislerine nakledilmektedir. İstihraç sırasında asbest liflerinin korunması için patlatma iÅŸleminin asgaride tutulması, mümkünse bundan kaçınılması gereklidir. Bu yüzden küçük iÅŸletmelerde damarlara galerilerle ulaşılmakta ve el ile triyaja önem verilmektedir. Bilhassa çok uzun lifli cevherlerde liflerin korunması için bu metodun uygulanması zorunluluktur.
Krizotil asbestin zenginleÅŸtirilmesinde hem yaÅŸ hem kuru metodlar uygulanmakla beraber, bugün artık iÅŸçi saÄŸlığına uygun yaÅŸ metodlar kullanılmaktadır. ÇeÅŸitli kırıcı, deÄŸirmen, elek ve siklon devrelerinden geçen lifler boylarına göre sınıflandırılmaktadır.

Büyük asbest yataklarında, serpantin kütlesinin sadece % 3-4 oranında lif ihtiva etmesi nedeni ile, asbest madenciliÄŸi en fazla atık veren iÅŸletmelere sahiptir. Bu iÅŸletmeler çok uzaklardan görünen büyük atık yığınları ile tanınırlar. Liflerle karışık bu toz yığınları ilkel iÅŸletmelerde yıllarca yakın çevrelerine sorunlar yaratmıştır.
Kanada’daki Black Lake ocağı halen dünyanın en büyük açık iÅŸletmesi olup 2 km eninde, 2 km boyunda ve 350 m derinliktedir. Bell Mine iÅŸletmesinde ise kapalı yer altı madenciliÄŸi yapılmakta, 1,3 milyon ton tüvenan cevherden yılda 100.000 t. Lif üretilmektedir. Rusya’da üretim teknolojisi kırma, öÄŸütme, kurutma, eleme ve lif ayırma iÅŸlemlerini içerir. Sulu separasyon bazı özel asbest çeÅŸitlerini üretmek için kullanılmaktadır .
 
TÜRKİYE'DE DURUM
Rezervler

Asbest rezervlerimiz konusunda çok deÄŸiÅŸik rakamlar verilmekle beraber aÅŸağıdaki Tablo da büyüklükleri ve kalitesi sıralanan yataklar ülkemizin dünyada asbest bakımından en zengin ilk 10 ülke içinde yer aldığını göstermektedir. Önemli bir amfibol asbest yatağı olan Mihalıçcık dışındakiler krizotil asbesttir. BeytüÅŸsebap ve Çukurca yörelerinde krokodolit cinsi mavi asbest zuhurlarının bulunduÄŸu da bilinmektedir.
 
TABLO  Türkiye asbest rezervleri (ton)
 

Yeri Rezervi Kalitesi (lif %)
Mihalıçcık-amfibol asbest Gör+muh 511.000 4-18 uzun lif
Amasya-Åžeyhzadi Görünür
Muhtemel
1.406.000
310.000
1-4
(5-7 grup)
Bitlis-Destumi Görünür 517.660 3,5 (lif:1-10 mm)
Tokat-Çamlıbel-Dodurga yat. Mümkün 500.000 5
Hatay-KızıldaÄŸ (Gökyar vd.) Görünür
Muhtemel
Mümkün
1.637.700
2.566.075
3.543.500
4-15
lif boyu
1-5 mm
Bursa-Orhaneli Görünür
Muhtemel
Mümkün
187.000
213.000
14.000
2-5
Lif:2-15 mm
 
UÅŸak-Gökçebel Muhtemel 100.000 Lif: 7 mm
Erzincan-Ilıç Görünür
Muhtemel Mümkün
53.300
5.300
213.800
1-40
Lif:1-20 mm
Sivas-DivriÄŸi Gör+muh. 2.151.750 4-5
Sivas-Zara Gör+muh. 6.513.000 2-4
Sivas-Hafik Gör+muh. 11.086.000 2-7
TÜRKİYE Toplam Gör+muh. 29.646.000 >%4
 
              
Sivas - Çavdar- Hüseyin Tepe yatağı %8-9 tenörlü olup bir süre Sivas’ta kurulu bir pilot tesisi beslemiÅŸtir. Bu yataklara dayalı olarak hazırlanan proje ise uygulanamamıştır. Zaman zaman iÅŸletilen ve Bitlis’deki bir tesiste deÄŸerlendirilen Destumi sahasında da rezervler bilinenden çok daha fazladır. Lif ayırma tesisleri kurulduÄŸu takdirde bu yataklardan % 20 oranında 4. grup, %45 oranında 5. grup, % 20 oranında 6. ve 7. grup, % 15 de toz asbest üretilebilecektir.

Türkiye'nin asbest yatakları konusunda, MTA-EÄŸitim Serisinin 31 no'lu yayınında (T. İrkeç, 1990) yer alan bilgiler aÅŸağıda özetlenmiÅŸtir: Åžimdiye kadar Türkiye'de 73 krizotil oluÅŸumu tesbit edilmiÅŸtir. Bunlardan 31 i yatak olma özelliklerine sahiptir. 15 adedi damar tipi, diÄŸerleri ise stokvork tipi yataklar oluÅŸturmaktadır. Türkiye'deki krizotil asbest cevherleÅŸmelerinin boyutları çok deÄŸiÅŸmektedir. CevherleÅŸmenin bir ÅŸaryaj hattı boyunca uzandığı Sivas bölgesinde asbest içeren zonlar kilometrelerce takip edilebilmektedir.

Türkiye'de krizotil asbest yatakları genellikle kısa lif gruplarından oluÅŸmaktadır. 5.,6. ve 7. grup lifler en sık rastlanan cevherleÅŸme ürünleridir. Uzun lifler, ekonomik açıdan önemsiz rezervler sunarlar. Sivas bölgesindeki ÅŸaryaj hattına paralel uzanan asbest yataklarının en önemlileri, Kavur Tepe, Karaçakal Tepe, Yozyatağı, Hüseyin Tepe, Kamber Tepe, Göller Deresi ve Siyahsu yataklarıdır. Genellikle çapraz liflerden oluÅŸan yataklar, damar ve stokvork tipinde kansantrasyon gösterirler. Lif uzunlukları 0,3 cm ile 3 cm arasındadır. Lif içeriÄŸi % 4 ile % 7 arasında deÄŸiÅŸmektedir. QST sınıflamasına göre liflerin çoÄŸunluÄŸu 6. ve 7. gruplara aittir. Çok az miktarda 3. grup lif eldesi de mümkündür.
Orhaneli-Kumlugedik yöresindeki damar tipi yataklarda lif uzunlukları 3-8 mm arasında ve lif içeriÄŸi % 3-10 civarındadır. Bölgede ayrıca 90 m. uzunlukta ve 50 m. kalınlıkta bir de stokvork tipi krizotil asbest olup lif içeriÄŸi %4-7 civarındadır. KızıldaÄŸ ofiyolitleri içindeki en önemli krizotil yatağı Gökyar oluÅŸumudur. Stokvork ve damar tipi olmak üzere iki tip cevherleÅŸme görülür. Stokvork tipi cevherleÅŸme geniÅŸ bir alan kaplar. Lif uzunlukları 1-6 mm civarındadır. Damar tipi cevherleÅŸmelerde ise lif içeriÄŸi % 12-20 arasında olup lif boyları 2-3 mm civarındadır.
 
Amasya-Turhal asbest yatağında cevher zonunun geniÅŸliÄŸi 30 m. olup birkaç yüz metre uzanımına sahiptir. Zonun kalınlığı 10-15 m. civarındadır. Yataklarda lif içeriÄŸi % 2-3 olup lifler Quebec sınıflamasında 6 D ve 7 T ye karşılık gelmektedir. Bitlis-Destumi'de, 7 mevkide asbest oluÅŸumu saptanmış olup damarların ortalama lif içeriÄŸi %1-5 arasında, lif uzunlukları ise 1-13 mm civarındadır. Rezervin büyük kısmı QST sınıflamasında 7.Grup kapsamındadır. Mihalıççık amfibol asbest yatağında hem stokvork hem de damar tipi oluÅŸumlar görülür. Lifler QST sınıflamasında 5 R grubuna karşılık gelmektedir. Toplam 500 bin ton görünür+muhtemel rezerv saptanmıştır

Üretim, Tüketim ve Dış Ticaret
Türkiye’de asbest madenciliÄŸi “pilot iÅŸletme” aÅŸamasını geçememiÅŸtir. Asbest üretimimiz yok denecek kadar azalmış olup artık istatistiklerde yer almamaktadır.
Maden İşleri Genel MüdürlüÄŸü’nün kayıtlarına göre 6 iÅŸletme ve 4 ön iÅŸletme ruhsatı bulunmaktadır (1999). İşletme ruhsatlı asbest sahaları Bursa-Orhaneli, Amasya, Mihalıccık, İzmir (Urla) ve Malatya (YeÅŸilyurt) olup, ön iÅŸletme ruhsatlı sahalar ise Amasya, Zara (2) ve Hafik’de bulunmaktadır.

GeçmiÅŸ yıllarda Mihalıccık, Orhaneli, Sivas, Erzincan, Tokat-Amasya ve hatta Bitlis’te baÅŸlangıç için önemli sayılabilecek üretimler yapılmıştır. Asbest yataklarımız zaman zaman uluslararası kuruluÅŸların da ilgisini çekmiÅŸ, ortak yatırım projeleri hazırlanmıştır. Fakat çeÅŸitli sebeplerden dolayı sonuç alınamamıştır. GeçmiÅŸte yoÄŸun sondajlı ve galerili aramalara konu edilen sahalar bugün kaderlerine terkedilmiÅŸtir.

Sivas’da asbest madenciliÄŸine baÅŸlanması halinde pilot bölge olarak düÅŸünülen Zara-Körağıl 2 rezerv blokunda, kalınlığı 30 metreye, tenörü ise % 15-20 ye, lif uzunluÄŸu 3 mm.den 20 mm kadar çıkan bir asbest yatağı 450 m boyunda mostra vermektedir ve bugün de ekonomik bakımdan dünyanın her yerinde karlı olarak iÅŸletilebilecek durumdadır. Ülkemizde asbest  üretimi olmadığı için ihracat da bahis konusu deÄŸildir. Asbest ithalatımız ise gittikçe artmaktadır.
Bilinen yataklarımız 1.grup tekstil asbestinden 7. grup toz asbeste kadar bütün kategorilerde cevher ihtiva etmektedir ve bunların ülke genelindeki toplam lif rezervleri 1,5-2 milyon tondur. Sivas-Erzincan bölgesinde yıllardan beri çok sayıda küçük iÅŸletmeci zaman zaman üretim yapmaktadır. Bütün bu tesislere raÄŸmen Türkiye'de asbest madenciliÄŸinin pilot iÅŸletme seviyesini henüz aÅŸamadığı söylenebilir.

DoÄŸal kaynak üstünlüÄŸüne sahip olduÄŸumuz bu sektörde ihracat ÅŸansımız vardır. Bizim çok geniÅŸ rezervlerine raÄŸmen tenör düÅŸüklüÄŸü nedeniyle etüdünü yarım bıraktığımız Bitlis asbest sahalarının benzerinden Yunanistan ihracata dönük 100.000 t/y seviyesinde bir kapasite yaratmıştır ve Türkiye'ye de asbest ihraç etmektedir. Bu gerçek ülkemizde asbest madenciliÄŸinin ne kadar sahipsiz kaldığını göstermektedir .
 
ASBEST İKAME MADDELERİ
 
İleri sanayi ülkelerinde asbest kullanımının aleyhine baÅŸlatılan yaygın propagandanın müsebbipleri sadece çevre fanatikleri ve asbest sıvaları kazıyarak milyarlarca dolar kazanan ÅŸirketler deÄŸildir. Asbest ikame maddeleri pazarlayanların da koro'ya dahil oldukları söylenir. Çevreci örgütlere göre asbest için zarar görme veya ölüm oranın sıfır olduÄŸu hiçbir maruziyet düzeyi yoktur. Bu tez bundan sonrada iÅŸlenmeye devam edecek ve asbest yerine kullanılabilecek ikame maddelerine kaçış hızlanacak ve teÅŸvik edilecektir. Ülkemiz sepiyolit, wollastonit, diyatomit, jips ve perlit gibi asbest ikame maddeleri bakımından zengin olduÄŸu için bu konu bizi de yakından ilgilendirecektir. Bu nedenle Industrial Minerals Dergisinin aralık 1992 sayısında bu konu da yayınlanan geniÅŸ bir araÅŸtırmanın aÅŸağıda kısa bir özeti sunulmuÅŸtur.

Asbestin yerine kullanılabilecek maddeler fikri yeni deÄŸildir. ABD stratejik uygulamalarda kullanılan asbest için her zaman yabancı kaynaklara bağımlı kalmıştır ve İkinci Dünya Savaşı boyunca da ABD Hükümeti bu kaynakların kesileceÄŸi kaygısını taşımıştı. Bu yüzden Hükümet laboratuarda sentez yöntemi ile asbest elde etme çalışmalarını fon oluÅŸturup, maddi yönden destekledi. Bu çabalarla birlikte, özel sektör tarafından yürütülen çalışmalar da genelde baÅŸarısızlıkla sonuçlandı. 1970 li yılların başında asbestin yerine geçecek maddeleri geliÅŸtirmek için ikinci bir çaba baÅŸlatıldı. Çünkü halk asbest içeren ürünlerin imalatı, kullanımı, tamiri ve atımı sırasında serbest kalan asbest liflerinin halk saÄŸlığını tehdit etmesinden endiÅŸe duyuyordu. Çevre ve ilgili kanunlar harekete geçirildi. Bunun üzerine çoÄŸu imalatçılar asbest üretimine devam etmeyip asbest yerine kullanılabilecek maddeleri araÅŸtırma çalışmalarına giriÅŸtiler.

Asbestin yerine kullanılabileceÄŸi düÅŸünülen mineraller: Atapulgit, biyotit, grafit, muskovit, paligorskit, serpantin, silika, talk, vermikülit ve wollastonittir. AraÅŸtırmalar bu maddeleri potansiyel ikame maddesi yapan özellikler üzerine yoÄŸunlaÅŸmıştır. Bu minerallerin çoÄŸu asbestten daha ucuz olup kolayca elde mevcuttur ve kansorejen etkisi yoktur. AkciÄŸer hastalıklarına sebep olabilecek mineraller kuvars, diyatomit ve perlittir. Bazı uygulamalarda asbest yerine cam elyafı, mineral yünü ve seramik liflerini içeren sentetik-inorganik ikame maddeleri kullanılır. Cam lifi ve mineral yünü asbestten daha pahalıdır. Bu maddelerin ticari üretimi yaygın olup bulunması kolaydır. Bazı vakalar cam lifinin ve mineral yününün kansorejen etkiler yapabileceÄŸini göstermiÅŸtir. Seramik lifleri kanserojen ve fibrojenikdir .

Asbest minerallerini yoÄŸun baskılar yüzünden baÅŸka maddelerle ikame etme çabaları kesin sonuç vermemiÅŸ ve bu maddeler asbestin kullanıldığı alanlarda tam manasıyla etkili olamamıştır. İkame maddesi kullanılan ürünlerin saÄŸlamlığı, aşınma problemi, uzun ömürlülüÄŸü ve asbestsiz frenlerde performans problemi imalatçıların baÅŸlıca tereddütlerini oluÅŸturmaktadır. Bu problemlere raÄŸmen eÄŸilim asbest yerine geçebilecek maddeleri kullanma yönündedir. Çünkü imalatçılar asbest içermeyen maddelerin üretilmesi için baskı altında tutulmaktadır.
ÇoÄŸu durumlarda yüksek maliyet ve düÅŸük performans, asbestsiz ürünlere gösterilen taleple dengelenir. Bazı ikame maddeleri asbestte olduÄŸu gibi saÄŸlık yönünden tartışma konusudur. Asbest ihtiva etmeyen ürünlere pazarlarda gözlenen talep gelecekte artacaktır. Bununla birlikte asbest ikame maddeleri çeÅŸitlilik gösterse de bu maddelerden hiçbiri maliyet ve kullanım açısından asbestle yarışamaz.

KentleÅŸme ve nüfus artış hızına baÄŸlı olarak artan asbestli mamuller üretimi asbest ithalatını da arttırmaktadır. Endüstri mineralleri sektöründe fosfat ve kükürtten sonra en fazla dışa bağımlı olduÄŸumuz maden asbesttir. Halbuki ülkemiz asbest yatakları bakımından zengindir Türkiye asbest rezervleri bakımından dünyanın en zengin ilk 10 ülkesinden biridir. Ülkemiz aynı zamanda en fazla asbest ithal eden ilk 10 ülke arasındadır.
 
ASBEST VE İNSAN SAĞLIĞI
 
Yaklaşık 80 yıldan beri tartışılan asbest ve insan saÄŸlığı konusu, ABD'nin çevre örgütü EPA'nın 1989'da yürürlüÄŸe koyduÄŸu, 1996 yılına kadar hemen bütün asbest ürünlerini kademeli olarak yasaklayan yönetmeliÄŸi ile dünya çapında tekrar alevlenmiÅŸtir. 18 Ekim 1991'de, ABD 5.Bölge İstinaf Mahkemesi bu yönetmeliÄŸi yürürlükten kaldırmış, Anayasa mahkemesine yapılan baÅŸvuru da reddedilmiÅŸtir. VIII. Plan Döneminde ülkemizde de ortaya çıkması beklenen bu tartışmaların bilimsel bir temele oturması için EPA örgütü, asbest sanayileri ve yargı organları arasında yıllarca süren bahis konusu tartışmalar ve mahkeme kararlarını bölmekte fayda vardır. Uluslararası Asbest BirliÄŸi AİA'nın 11-12 Mayıs 1993'de Paris'te yapılan 8. Bienal Konferansında ABD delegesi B.D. Pigg tarafından verilen tebliÄŸin bazı bölümleri aÅŸağıda özetlenmiÅŸtir.

"İlgili tüm tarafların durumlarını ve delillerini belirten uzun ve kısa kapsamlı açıklamalarını bildirmeleri 18 ay sürdü. Bu süre sonunda mahkeme heyeti önünde 5 Åžubat 1991 de sözlü savunma yapıldı. Mahkeme süreci sırasında ABD'deki en önemli iki çevreci kuruluÅŸ, yani Çevre Koruma Vakfı ve DoÄŸal Kaynakları Savunma Konseyi EPA'yı bütünüyle desteklediler. Artık ABD'de asbest sanayiinin yaÅŸayıp yaÅŸamayacağı ve bunun getireceÄŸi uluslararası etki ve tepkiler tamamiyle mahkemenin elinde idi. Biz yine de nihai karar konusunda iyimserdik, çünkü kayda geçen deliller açıkça ÅŸunu sergiliyordu : ÅŸu andaki kullanım ÅŸekli ile asbestli ürünlerin üretilmesi ve döÅŸenmesi güvenli biçimde ve ne iÅŸçiye ne de kamuya dikkate deÄŸer hiçbir risk getirmeden yapılabilir."

Mahkeme ise 18 Ekim 1991 tarihindeki 57 sayfalık geniÅŸ kapsamlı ve detaylı kararında ÅŸu sonuca varıyordu: "EPA, asbestin yasaklanmasını icap ettirmeye yeterli olacak kanıtları sunmamıştır ve EPA yasaların kendini yükümlü kıldığı çevreyi yeterli derecede korumaya almak için yürürlüÄŸe konması gereken EN AZ KÜLFETLİ VE EN MAKUL YÖNETMELİĞİ hazırlama yönünden yeterli ağırlığı koymamıştır." Mahkeme asbest yasağı kararının mümkün olan alternatifler içinde en ağırı ve külfetlisi olduÄŸunu kaydederek EPA'nın toptan yasaklama yerine vazedilebilecek daha az külfetli seçenekleri ancak üstünkörü bir incelemeye tabi tutmuÅŸ olduÄŸuna karar verdi. İkinci olarak mahkeme EPA'yı "İkame malzemesinin giderek daha fazla kullanılmasından doÄŸabilecek zararları" deÄŸerlendirmekten suçlu buldu. Üçüncü olarak da mahkeme "EPA olayın maliyet yönünü tamamiyle gözardı etmiÅŸtir ve bu yönetmeliÄŸin uygulanmasının maliyeti ile getireceÄŸi yararlar arasında bir denge kurmamıştır" demekteydi. Asbestin kontrollü kullanımı yerine hemen ve kademeli yasaklama yaklaşımı yanlış ve hakedilmemiÅŸ bir çözümdü.

Asbest yasağının ABD ekonomisine verdiÄŸi milyarlarca dolarlık zarar, 6 Haziran 1988 tarihli ve 12 sayılı Fortune dergisinde ÅŸöyle dile getirilmektedir:
"İnÅŸaatında asbest kullanılan 45 bin kadar okulun önümüzdeki üç yıl içinde temizlenmesi vergi ödeyenlere tahminen 3.1 milyar dolarlık bir yük getirecektir ki bu da ortalama 110 bin öÄŸretmenin bir yıllık maaÅŸlarına eÅŸittir. Manhattan ofis binalarının tek bir katının asbestten arındırılması 1 milyon doları bulmaktadır. Amerika'daki 3,2 milyon özel ticaret binasının 733.000 kadarının tozlanabilir asbest taşımakta olduÄŸu biliniyor. Pazar alıcıların olmayacağını, kredi verenlerin vermeyeceÄŸini, kiracıların kiralamayacağını söylediÄŸine göre asbestli bina sahiplerinin asbestten kurtulmalarının dışında baÅŸka alternatifleri yok gibi görünüyor. Belli baÅŸlı bazı bina sahipleri bu arındırma iÅŸlemine ÅŸimdiden baÅŸladılar. Aralarında Dünya Ticaret Merkezi'nin de bulunduÄŸu 30 kadar bina, 10 yıl içinde 650milyon dolara temizlettirilmektedir. Herhangi bir arındırma iÅŸine baÅŸlamadan önce bina sahiplerinin asbest konusunda uzmanlaÅŸmış bir çevre bilimcisi ile anlaÅŸarak bir inceleme yaptırmaları gerekmektedir. IBM böyle bir inceleme yaptırdığında 1000 kadar binasından sadece 100 tanesinin ufalanabilir asbestli olduÄŸunu öÄŸrenmiÅŸtir. Kongreye sunulan bir raporda, örnek olarak alınan 43 federal binada havada bulunan asbest miktarının açık havada bulunan asbest miktarından fazla olmadığı belirtilmiÅŸtir. Normal bir odada solunan asbestin tehlike riskinin günde içilen bir nefes sigaranınki kadar olduÄŸu bilinmektedir. Ne yazık ki sorun, riskin tolare edilebilecek kadar düÅŸük olup olmadığı deÄŸildir. Çevre Koruma Birimi ve Kongre sebep oldukları paniÄŸi yeni düzenlemelerle azaltabilirler. Para harcamak için daha iyi yollar vardır."

Ülkemizde de asbest ve insan saÄŸlığı konusunda çeÅŸitli kuruluÅŸlar tarafından araÅŸtırmalar yapılmaktadır. Hacettepe ve 9 Eylül Üniversitelerinin Tıp Fakülteleri, Çevre Genel MüdürlüÄŸü, İşçi SaÄŸlığı ve İş GüvenliÄŸi Merkezi (İŞGÜM), Çim-Se-İş Sendikası, Türk SaÄŸlık Ajansı, TSE ve ASDER gibi kuruluÅŸlar bunların başında gelmektedir. Onların yoÄŸun gayretleri sonucu ülkemizde yasaklama yerine kontrollü kullanım yolu seçilmiÅŸtir. Ancak VIII. Plan Döneminde en az 15-20 yıldan beri ertelenen Asbest madenciliÄŸi yatırımlarına baÅŸlanırsa kamuoyunda yeniden tartışmalar ortaya çıkabilir. İleri sanayi ülkelerinde sorunun çözülmüÅŸ olmasına raÄŸmen altın madenciliÄŸinin siyanür tartışması nedeniyle yıllarca gecikmesine benzer bir ÅŸekilde asbest yardımları da engellenebilir. Bu tartışmaların bilimsel bir düzeyde yürütülmesine faydalı olabilecek bazı bilgiler 1991 yılında Türk SaÄŸlık Ajansı tarafından yayınlanan "asbest" kitabından alınarak aÅŸağıda özetlenmiÅŸtir. . MarblePort Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden Ve Mermer Portalı
"Asbest tozuna koruyucu araç-gereç olmadan uzun süre maruz kalan meslek mensuplarında asbestosis denilen akciÄŸer hastalığına tutulma riski yükselebilir... Yalnızca çapı 0,5 mikrondan küçük, boyu da 8 mikrondan büyük asbest liflerinin, 8 saatlik bir sürede solunan havadaki ortalama yoÄŸunluk 1 cm3 hava içinde 1-2 liften çok olması halinde bunun insanın solunum saÄŸlığı yönünden zararlı olabileceÄŸi kabul edilmektedir. Endüstride yaygın olarak kullanılan krizotil tip asbest bu tanım dışında kalmaktadır.

Türkiye'de SaÄŸlık Bakanlığı'na baÄŸlı olarak çalışan İşçi SaÄŸlığı ve İş GüvenliÄŸi Merkezi İŞGÜM, iÅŸyerlerini dolaÅŸarak aldığı hava numunelerini Phose Kontrast mikroskobunda lif konsantrasyonlarını inceleyerek deÄŸerlendirmektedir.. MarblePort Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden Ve Mermer Portalı
Bugün dünyadaki eÄŸilim, asbest madenlerinde ve asbestli ürünlerin üretildikleri fabrika ve atölyelerde saÄŸlık koruma önlemlerini almak, havalandırma, maske kullanımı konularını saÄŸlamak, bunlara ek olarak asbestin yasaklanması veya sınırlandırılması yerine asbest tipleri üzerinde ayrıntılı inceleme ve araÅŸtırmaları ilerleterek daha zararsız asbest tiplerinin kullanılmasını yaygınlaÅŸtırmaktır. . MarblePort Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden Ve Mermer Portalı

BaÅŸka pek çok konu için olduÄŸu gibi asbest ve asbestli ürünler için sorun risksizlik veya riski giderme deÄŸil, uygun önlemlerle riski kabul edilebilir düzeye indirmektir. Son zamanlarda yapılan bilimsel ve tarafsız araÅŸtırmaların sonucunda, ülkeler asbest kullanımını yasaklama ve durdurmanın hem gereksiz, hem de yararsız olduÄŸunu, ayrıca bunun pratik olanağının da bulunmadığını görmüÅŸler, bunun yerine "etkilenme sınırları" koymaya baÅŸlamışlardır. Ülkeler maksimum kabul edilebilir sınır deÄŸerlerini saptarken kendi ekonomik ve sosyal koÅŸullarını da göz önün de bulunmaktadırlar.. MarblePort Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden Ve Mermer Portalı
ABD çevre örgütü EPA, alınan tedbirlerden sonra asbest iÅŸleyen tesislerde liflerin havaya yayılma tehlikesinin beklenenden 150 defa daha az olduÄŸunu ve asbeste en fazla maruz kalanlarda riskin milyonda bir düzeyine indiÄŸini tespit etmiÅŸtir. Bir Amerikan mahkemesi ise 1997 Eylül ayında verdiÄŸi kara ile asbestli asfalt kaplamaların kırıldığında havaya lif yayılacağı konusundaki iddiaları mesnetsiz bularak reddetmiÅŸtir.

Asbeste maruz kalma riski daha yüksek küçük atölye ve maden iÅŸletmelerinde ölçümler yapılmasına ağırlık verilerek daha tehlikeli asbest türleri olan mavi asbest, amozit - krosidolit ve amfibol asbestlerin kullanımını azaltacak tedbirleri almak gerekecektir. Åžunu unutmayalım ki gerek asbest, gerekse diÄŸer lifli mineralleri ihtiva eden jeolojik formasyonlar, milyonlarca hektar büyüklüÄŸündeki alanları kaplamaktadır. Bu sahalardaki kayaçların bozulması, aşınması ve özellikle rüzgar erozyonu sonucu havaya karışan liflere maruz kalmayı önlemek mümkün deÄŸildir. GörüldüÄŸü gibi yasakçı ülkelerdeki gibi asbest kullanımını sınırlamanın bir anlamı yoktur. Ülkemiz binalarında Amerika'da olduÄŸu gibi yaygın bir ÅŸekilde asbest sıvanın kullanılmamış olması bir ÅŸanstır ve sorunun çözümünü kolaylaÅŸtırmıştır.
 Kaynak:ekutup.dpt.gov.tr/madencil/
Marbleport : Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden ve Mermer Portalı
Maden kanunu, doÄŸal kaynaklar, yönetmelikler, duyurular, bakanlık, meclis, , mermer firmaları, kobi, kosgeb, teknoloji, biliÅŸim, ekonomi, maden haberleri, faydalı linkler, maden ruhsatı alımı, üretim, eleman alımı,mesleki eÄŸitim, ekonomi, ithalat ihracat, ihale, liman, gümrük, iÅŸ ilanları ve daha fazlası



II.ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER