Ãœye Ol
Ãœye GiriÅŸi
Webmail | Hizmetlerimiz | Yardım Konuları | Faydalı Linkler | Şifremi Unuttum? | Yeni Üyelik
Marbleport'a HoÅŸgeldiniz
Anasayfam YapAna Sayfam Yap Favorilerime ekleSık Kullanılanlara Ekle
  Site içi Arama:
Madencilik Kültürü

TÜRKİYE DE MERMERCİLİĞİN TARİHİ




Ãœlkemizde mermer yatakları, Anadolu Yarımadası’nı yurt edinen bütün uygarlıklar tarafından iÅŸletilmiÅŸtir. Konut, lahit, tapınak ve heykel yapımında malzeme olarak deÄŸerlendirilen mermere ait yataklar, özellikle Roma ve Bizans Ä°mparatorlukları döneminde yaygın olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Bu ocaklardan Selçuklu ve Osmanlı Ä°mparatorlukları dönemlerinde de yararlanılmıştır. Mermer iÅŸlemeciliÄŸinin tarihsel bir geliÅŸim gösterdiÄŸi ülkemizde, Etiler devrindeki arkeolojik araÅŸtırmalarda ortaya çıkartılan kabartma ve heykeller, Eski Yunan ve Roma devrine ait amfiler, arenalar ve diÄŸer çeÅŸitli sanat eserleri, Selçuklular devrinin saray, hamam, kervansaray, cami ve medreseleri, Osmanlı devrinin cami, minare ve çeÅŸmeleri mermercilikteki en somut örneklerdir. Tarihi evreleriyle detaya inildiÄŸinde, ilk kez doÄŸal taÅŸlarla tanıiması avını vurmak veya düşmanından korunmakla baÅŸlayan insanoÄŸlunun ilk yerleÅŸim yeri olan AnadoluÂ’da mermerciliÄŸin tarihinin de ilkçaÄŸa kadar uzandığı görülmektedir. Mermerin altın çağının sürdüğü M.Ö ve M.S 7. yüzyıllar arasındaki dönemde, dünyanın hiçbir yerinde rastlamadığı kadar çok mermer AnadoluÂ’da iÅŸletilip kullanılmıştır. Dünyanın Yedi Harikası’ndan Artemis Tapınağı ve Halikarnasus Moseleum bu dönemin tarihe damgasını vuran baÅŸlıca yapıtlardır. Özellikle Ege BölgesiÂ’nde Efes, Bergama ve Afrondisyas mermercilik okullarında yetiÅŸen ustaların ellerinden geçen ve kullanılan yöntemlerin bugün izleri hâlâ rastlanan ocaklarda iÅŸlenen mermer, Anadolu medeniyetinin görkemli yapıları ile tapınaklarına, ayrıca heykellere ve kabartmalara ÅŸekil ve mimari yönden büyük bir estetik kazandırmıştır. M.Ö. 356 yılında yakılan, aslına uygun ancak çok daha görkemli bir ÅŸekilde tam 220 yılda tamamlanan, depremlerden etkilenmemesi için bataklık zemin üzerine Artemis Tapınağı’ndaki 24 ton ağırlığında ve 20 metre yüksekliÄŸindeki tek parça mermerin EphesosÂ’a nasıl getirilip yerleÅŸtirildiÄŸinin sırrı hâlâ çözülememiÅŸtir. 7. yüzyıldaki büyük deprem ve onu izleyen akınlar, göçler ve savaÅŸlar mermerciliÄŸin altın çağında bir durgunluÄŸa neden olmuÅŸtur; Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar devrindeki mermer iÅŸletmeciliÄŸi önceki yıllardaki yoÄŸunlukta olmamak üzere, ocaklardan yine murç ve çekiçle çıkartılan mermer blokları, el işçiliÄŸi ile yontularak kiliselerde, hamamlarda, camilerde, saraylarda ve kervansaraylarda kullanılmıştır. Bugün mermerde DoÄŸu ve Batı kültürünün estetik bir bileÅŸimi sayılan, ayrıca insanlık tarihinin en eski ve en görkemli yapıtı olma niteliÄŸini bugüne kadar koruyan AyasofyaÂ’da kullanılan beyaz mermerler Marmara Adası’ndan, damarlı pembe mermerler AfyonkarahisarÂ’dan, “vertanique” denilen yeÅŸil somakiler Teselya ve Mora Yarımadası’ndan, sarı mermerler ise CezayirÂ’den getirilmiÅŸtir. Yapı, bin yüz yıl boyunca Bizans Ä°mparatorluÄŸuÂ’nda Hırıstiyan kilisesi, öte yandan Fatih Sultan MehmetÂ’in Ä°stanbulÂ’u fethiyle beÅŸyüz yıl boyunca da Osmanlı Ä°mparatorluÄŸuÂ’nda Ä°slam camii sıfatıyla, mermer iÅŸlemeciliÄŸinin güzel örneklerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸuÂ’nun hüküm sürdüğü dönemde özellikle Ä°stanbul çevresindeki eserlerde bol miktarda mermer kullanılmıştır. Marmara adası, Gebze, Ä°zmit, Ä°znik ve Bilecik çevresindeki mermer ocaklarından Ä°stanbulÂ’a bol miktarda mermer taşınmıştır. ÇanakkaleÂ’nin Ezine bölgesindeki siyenit porfirler; bu dönemde de yaygın olarak iÅŸletilmiÅŸtir. Genç CumhuriyetÂ’in kurulması ile birlikte ekonomik sıkıntılar baÅŸladığından mermer iÅŸletmeciliÄŸine çok uzunca bir süre belirli bölgelerde devam edilmiÅŸtir. Ãœretilen bloklar Ziraat Bankası ÅŸubeleri, demiryolu istasyonları ve okul inÅŸaatları gibi kamu binalarında sınırlı oranda kullanılmıştır. 1940′lı yıllara gelindiÄŸinde Anıtkabir inÅŸaatı sırasında bol miktarada mermerin kullanıldığı görülmektedir. Cumhuriyetin ilanından sonra önemli yapıların inÅŸaası için talep edilen mermerlerin dışında kurna taşı, tuvalet taşı ve mezar taşı gereksinimini karşılamak için sınırlı miktarda mermer üretilmiÅŸtir. Türkiye mermerciliÄŸi 1970′li yıllara kadar bu tempoda geliÅŸmiÅŸtir. Sınırlı üretim araçları ve düşük kesme hızına sahip kumlu kataraklarla beklenen geliÅŸme saÄŸlanamamıştır. 1970 - 1980 döneminde inÅŸaat sektörü canlanmış ve iç talepler artmaya baÅŸlamıştır. Elmas lamalı katrakların devreye girmesi ile birlikte yurtdışı satımlara da geçilmiÅŸtir. Bu ihracat hamlesi 1980′li yıllardan sonra hızla tırmanmıştır. TürkiyeÂ’nin mermer sektörü için 1986 yılının bir dönüm noktası olduÄŸu görülmektedir. Zira 1985 yılına kadar 605 sayılı TaÅŸ Ocakları NizannamesiÂ’ne göre iÅŸlem gören mermer, bu tarihten sonra Maden Kanunu kapsamına alınarak, mermer sahalarına çok önemli miktarda yatırım yapılmıştır. Bu dönemde uygulanan yatırım ve ihracat teÅŸvikleri ile fuar organizasyonları kısa sürede etkisini göstermiÅŸ, modern üretim ve kesme teknolojileri ülkeye girmiÅŸtir. Etibank’ın mermer ocaklarını kapatmasıyla da üretimin hemen hemen tamamı özel sektöre geçmiÅŸtir. Bugün yurtiçi talebi karşılayan mermer artık önemi her geçen gün artan bir ihraç mamulü ve döviz kaynağı olarak görülmektedir. Kaynak: Ä°stanbul Ticaret Odası

TÜRKİYE DE MERMERCİLİĞİN TARİHİ