
Hızlı Link
- MESLEK HASTALIKLARI NEDİR, NEDEN ÖNEMLİDİR?
- MESLEK HASTALIKLARININ TARİHÇESİ
- MESLEK HASTALIÄžI TANISI NASIL KONUR?
- MESLEK HASTALIĞI ÖNLENEBİLİR Mİ?
- HUKUKEN MESLEK HASTALIĞI TESBİTİ VE MALULİYET DURUMU:
- MESLEK HASTALIĞINI ÖNLEMEDE İŞVEREN SORUMLULUĞU:
- MESLEK HASTALIĞINA YAKALANANLARIN HUKUKİ BAŞVURU YOLLARI:
- MESLEK HASTALIKLARININ SINIFLANDIRILMASI:
- KİMYASAL KAYNAKLI MESLEK HASTALIKLARI:
- FİZİKSEL KAYNAKLI MESLEK HASTALIKLARI
- BİYOLOJİK KAYNAKLI MESLEK HASTALIKLARI
- PSİKO-SOSYAL KAYNAKLI MESLEK HASTALIKLARI
- MESLEK HASTALIKLARINDAN KORUNMA İLKELERİ:
- İLK YARDIM NEDİR?
- KAYNAKÇA:
c-) Gazlar:
Gazlar sanayide her üretim aşamasında açığa çıkabilmekte ve çalışanların sağlığını olumsuz olarak etkileyebilmektedir.
Öldürücü kimyasal ajanlardan; sülfür levisit ve hardal deriyi ve gözleri yakıp kavurur, akciğerleri şoka uğratır, fosgen ve klorin gözleri tahriş ederler.
Kan ajanları; hidrojen siyanid, -doku, oksijen yetersizliği yaratan sinir ajanları- sarin ve VX gibi sinir pulslarının transmisyonunu (sinir iletimini) önleyerek titremeye sebep olur, solunum organları felciyle ölüme sebebiyet verir.
Mustardlar fiziksel özelliklerinden dolayı soğuğa ve ısı değişiklerine dirençlidirler. Yakıcı ajanlara maruz kalınması ile belirtilerin ortaya çıkması arasında 2-24 saat arasında değişen bir latent (bekleme;ara) peryod vardır ki dekontaminasyon ve tedavi için geç kalınmış olabilir. Alınan doz çok yüksek ise kurban genellikle 48 saat içerisinde akciğer ödemi, bronş sekresyonlarının oluşturduğu tıkaçlara bağlı mekanik asfiksi (oksijensizlik) veya bozulmuş immun yanıtın (bağışıklı sistemi) kolaylaştırdığı fırsatçı enfeksiyonlarla ölür.
Yakıcı ajanlara karşı korunma tam koruyucu giysiler ile başarılabilir. Hardal gazı maruz kaldıktan birkaç saat geçinceye kadar deride herhangi bir hassasiyete veya semptoma sebep olmaz. Etkisiz hale getirme süresi 12 saat kadardır.
Hava, atmosferi meydana getiren gazların karışımıdır. Saf hava, başta azot ve oksijen olmak üzere argon, karbondioksit, su buharı, neon, helyum, metan, kripton, hidrojen, azot monoksit, ksenon, ozon, amonyak ve azotdioksit gazlarının karışımından meydana gelmiştir. Bu gazların dağılımı ise % 78'i azot, hacim olarak %21'ni ve ağırlık olarak %23' ünü oluşturan oksijen ise oldukça reaktif bir gazdır. Diğer gazlar ise atmosfer hacminin %1'ini oluştururlar. Atmosferi oluşturan bu gazların, en kararsız olanları su buharı ve karbondioksittir. Atmosferdeki su buharı miktarı, denizler, göller, nehirler ve bitkilerden buharlaşma ile artar ve bulutlardan sis, çiğ, yağmur oluşumu ile de azalır. Su buharının bu değişkenliği, bu olaylarla birbirini öyle takip dengeler ki, su buharının atmosferdeki miktarı değişmez. Karbondioksit ise normalde çok küçük yer teşkil eden bir birleşendir. İnsan ve hayvanların teneffüsü ve bitkilerin fotosentez olayı ile atmosferdeki miktarı dengede tutulur. Atmosferdeki azot orman yangınları, şimşek gibi doğal atmosfer olayları ve yanma sonucu meydana gelir.
Doğal olarak saf atmosfer az veya çok miktarda, büyük bölümü suni olan yabancı maddelerin üretimi ile kirletilir. Bunların başında petrol ürünleri ve endüstriyel kirleticiler gelmektedir. Özellikle son yıllarda, endüstriyel aktivitenin, şehirleşmenin ve nüfusun arması ile kirletici maddelerin kullanımı ve miktarıda hızla artmaktadır. Atmosfere dağılarak, onu kirleten kirleticiler katı, sıvı ve gaz halindedirler. Çeşitli kaynaklardan meydana gelen kirlilik maddeleri toz, is, sis, buhar, kül, duman vb. olarak havaya geçerler.
Atmosferdeki bu kirleticiler, kirletici kaynaklardan atmosfere doğrudan verilen kirleticiler ve kirleticilerle atmosferik özellikler arasında kimyasal olaylar sonucu oluşan kirleticiler olmak üzere iki şekilde bulunurlar. Atmosfere kirletici kaynaklardan yayılan kirleticiler, kükürtdioksit, azot oksitler, karbon monoksit, hidrokarbonlar asılı vaziyette bulunan katı partüküllerdir.
Bunlardan;
Kükürt Bileşikleri: Petrol ve kömür gibi kükürt içeren maddelerin yakılması ve kükürt içeren bazı maddelerin işlenmesi sırasında kükürt gazı açığa çıkar. Bu kükürt bileşiklerinin solunması, bronşit ve astım gibi hastalıklara yol açabilir.
Azot Oksitleri: Azot oksitleri daha çok enerji santrallerinden ve motorlu araçların egzoz borularından yayılır. Bir azot oksit olan nitrojen dioksit (NO2 ) solunması kalp, akciğer ve karaciğer rahatsızlıklarına ve solunum yolu hastalıklarına yol açar.
Karbon Oksitleri: Fosil yakıtların kullanılması ve orman yangınları gibi nedenlerle atmosfere büyük oranda karbondioksit (CO2 ) gazı yayılır. Bunun yanında, oksijenle metanın tepkimeye girmesiyle oluşan karbonmonoksit (CO) gazı da bir kirleticidir. Karbon oksitleri baş dönmesi ve reflekslerde yavaşlamaya sebep olur. Havada yüksek oranda bulunmaları ölümlere neden olabilir.
Hidrokarbonlar: Motorlu taşıtlarda kullanılan petrolün, tüm olarak yanmaması etilen (C2H4) ve benzen (C6H6) gibi hidrokarbonların çevreye salınmasına neden olur.Bu hidrokarbonlar, havadaki başka kimyasal maddelerle tepkimeye girdiğinde, gözlere ve solunum yollarına zararlı etkileri olur.