
Hızlı Link
- MADENCİLİK İLE İLGİLİ KANUN VE YÖNETMELİKLER
- MADEN - MERMER RUHSATI NASIL ALINIR?
- SATILIK VEYA RÖDEVANSLA MADEN, MERMER, TAŞ OCAĞI RUHSATLARI
- TÜRKİYE DE MERMERCİLİĞİN TARİHİ
- TARİHTE DOĞAL TAŞ VE TAŞLARIN DİLİ
- HEYKEL VE HEYKELCİLİĞİN TARİHİ
- DEPREM
- DEMİRİN TARİHÇESİ
- CEVHER ZENGİNLEŞTİRME
- PATLAYICI MADDE ATEŞLEYİCİ YETERLİLİK BELGESİ
- GENEL KÜLTÜR
- MADENCİLİK İLE İLGİLİ KAYNAKLAR VE KAYNAK LİNKLERİ
- SERAMİK
- ABD'YE İHRACAT
HİKAYELER TECRÜBELER
6352 SAYILI KANUN TAM METNİ 71-107 MADDELER

6352 SAYILI YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEÅžTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN 71-107 MADDELER
MADDE 71 – 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun TeÅŸkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 30 uncu maddesinin birinci fıkrası aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“(1) Kurul kararları kesindir. İdari yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava öncelikli iÅŸlerden sayılır.”
MADDE 72 – 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasına aÅŸağıdaki bent eklenmiÅŸtir.
“c) Bakanlık iç denetçiliÄŸine, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunundaki atama ÅŸartlarına tabi olmaksızın, hâkimlik ve savcılık mesleÄŸinde fiilen en az altı yıl görev yapmış ve üstün baÅŸarısı ile iç denetim hizmetlerinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunanlar arasından, muvafakatlarıalınarak, MüsteÅŸarın teklifi üzerine Bakan tarafından atama yapılır. Bu ÅŸekilde atananlar İç Denetim Koordinasyon Kurulu tarafından en az iki aylık eÄŸitime tabi tutulur ve eÄŸitim sonunda bunlara kendi idarelerinde geçerli Kamu İç Denetçi Sertifikası verilir.”
MADDE 73 – 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa 33 üncü maddeden sonra gelmek üzere aÅŸağıdaki 33/A maddesi eklenmiÅŸtir.
“Kadastro mahkemesinin yargı çevresinin deÄŸiÅŸtirilmesi:
MADDE 33/A – İş yoÄŸunluÄŸu ve coÄŸrafi durum dikkate alınarak bir kadastro mahkemesinin kaldırılmasına ve baÅŸka bir kadastro mahkemesinin yargı çevresine dâhil edilmesine, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından karar verilebilir.” . MarblePort Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden Ve Mermer Portalı
MADDE 74 – 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ve örgüt mensupları gibi cezalandırılırlar” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
MADDE 75 – 3713 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi baÅŸlığıyla birlikte aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi, soruÅŸturma ve kovuÅŸturma usulü
MADDE 10 – Bu Kanun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayabilecek ÅŸekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülür. Bu mahkemelerin baÅŸkan ve üyeleri adlî yargı adalet komisyonunca, bu mahkemelerden baÅŸka mahkemelerde veya iÅŸlerde görevlendirilemez.
Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kiÅŸilere iliÅŸkin hükümler ile askerî mahkemelerin görevlerine iliÅŸkin hükümler saklıdır.
Bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak;
a) SoruÅŸturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların soruÅŸturma ve kovuÅŸturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet baÅŸsavcılığınca baÅŸka mahkemelerde veya iÅŸlerde görevlendirilemez.
b) Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316 ncı maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı iÅŸlenmiÅŸ olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doÄŸrudan soruÅŸturma yapılır. 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat TeÅŸkilatı Kanununun 26 ncımaddesi hükmü saklıdır.
c) Yürütülen soruÅŸturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu iÅŸlere bakmak üzere yeteri kadar hâkim görevlendirilir.
ç) Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesinin birinci fıkrasındaki yirmidört saat olan gözaltı süresi kırksekiz saat olarak uygulanır.
d) SoruÅŸturmanın amacı tehlikeye düÅŸebilecek ise yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kiÅŸinin durumu hakkında Cumhuriyet savcısının emriyle sadece bir yakınına bilgi verilir.
e) Gözaltındaki ÅŸüphelinin müdafi ile görüÅŸme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hâkim kararıyla yirmidört saat süre ile kısıtlanabilir; bu zaman zarfında ifade alınamaz.
f) Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılır. Kolluk görevlilerinin ifadesine baÅŸvurulması gerektiÄŸi hallerde çıkarılan davetiye veya çaÄŸrı kâğıdı, kolluk görevlisinin iÅŸ adresine tebliÄŸ edilir. Bu kiÅŸilere ait ifade ve duruÅŸma tutanaklarında adres olarak iÅŸ yeri adresleri gösterilir.
g) GüvenliÄŸin saÄŸlanması bakımından duruÅŸmanın baÅŸka bir yerde yapılmasına karar verilebilir.
ÄŸ) Açılan davalara adli tatilde de bakılır.
h) Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendinin (8) numaralı alt bendindeki, 139 uncu maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendindeki ve 140 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendindeki istisnalar uygulanmaz.
Türk Ceza Kanununda yer alan;
a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde iÅŸlenen uyuÅŸturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı deÄŸerini aklama suçu,
b) Haksız ekonomik çıkar saÄŸlamak amacıyla kurulmuÅŸ bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak iÅŸlenen suçlar,
c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, BeÅŸ, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç),
dolayısıyla açılan davalar, birinci fıkra hükmüne göre görevlendirilen mahkemelerde görülür. Üçüncü fıkranın (d), (e), (f) ve (h) bentleri hariç olmak üzere, bu madde hükümleri, bu suçlardan dolayı yapılan soruÅŸturma ve kovuÅŸturmalarda da uygulanır.
Türk Ceza Kanununun 305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeleri hariç olmak üzere, İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, BeÅŸ, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır.
Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamaz; bu mahkemelere özgü soruÅŸturma ve kovuÅŸturma hükümleri çocuklar bakımından uygulanmaz. ”
MADDE 76 – 6/8/1997 tarihli ve 4301 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun KuruluÅŸ ve İdaresine İliÅŸkin Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“İşyurtları Kurumu Yüksek Kurulu; Bakanlık MüsteÅŸarının baÅŸkanlığında, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü, Strateji GeliÅŸtirme BaÅŸkanı, İdari ve Mali İşler Dairesi BaÅŸkanı ve Teknik İşler Dairesi BaÅŸkanından oluÅŸur.”
MADDE 77 – 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasına “ceza davalarının” ibaresinden sonra gelmek üzere “bir muhakeme ÅŸartı olarak,” ibaresi eklenmiÅŸ, fıkrada yer alan “iki ay” ibaresi “dört ay”, “dört ay” ibaresi “altı ay” ve maddenin altıncı fıkrasında yer alan “iki ayı” ibaresi “dört ayı” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
MADDE 78 – 5187 sayılı Kanuna aÅŸağıdaki geçici madde eklenmiÅŸtir.
“GEÇİCİ MADDE 3 – 31/12/2011 tarihine kadar mahkemeler, yetkili mülki idari amirlikleri ve diÄŸer makamlarca basılı yayınlarla ilgili olarak verilmiÅŸ toplatma, yasaklama, dağıtım ve satışın engellenmesi kararları, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde, yetkili ve görevli mahkemeden bu yasaklılığın devamı niteliÄŸinde bir karar alınmamış olması durumunda kendiliÄŸinden hükümsüz hale gelir. Bu tür kararlarla ilgili mevcut bilgi ve deliller kolluk tarafından iki ay içinde yetkili Cumhuriyet baÅŸsavcılığına iletilir. Mahkemelerce, bu yönde alınmış olan kararların bir örneÄŸi İçiÅŸleri Bakanlığına gönderilir.”
MADDE 79 – 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 132 nci maddesinin;
a) Birinci fıkrasında yer alan “altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para” ibaresi “bir yıldan üç yıla kadar hapis” ve “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” ibaresi ise “verilecek ceza bir kat artırılır” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
b) İkinci fıkrasında yer alan “bir yıldan üç yıla kadar hapis” ibaresi “iki yıldan beÅŸ yıla kadar hapis” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
c) Üçüncü fıkrasında yer alan “altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para” ibaresi “bir yıldan üç yıla kadar hapis” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ, fıkraya “rızası olmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “hukuka aykırı olarak” ibaresi ile fıkranın sonuna aÅŸağıdaki cümle eklenmiÅŸtir.
“İfÅŸa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
d) Dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 80 – 5237 sayılı Kanunun 133 üncü maddesinin;
a) Birinci fıkrasında yer alan “iki aydan altı aya kadar hapis” ibaresi “iki yıldan beÅŸ yıla kadar hapis” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
b) İkinci fıkrasında yer alan “altı aya kadar hapis” ibaresi “altı aydan iki yıla kadar hapis” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
c) Üçüncü fıkrası aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“(3) KiÅŸiler arasındaki aleni olmayan konuÅŸmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifÅŸa eden kiÅŸi, iki yıldan beÅŸ yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfÅŸa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
MADDE 81 – 5237 sayılı Kanunun 134 üncü maddesinin;
a) Birinci fıkrasında yer alan “altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para” ibaresi “bir yıldan üç yıla kadar hapis” ve “cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz” ibaresi ise “verilecek ceza bir kat artırılır” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
b) İkinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) KiÅŸilerin özel hayatına iliÅŸkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifÅŸa eden kimse iki yıldan beÅŸ yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfÅŸa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
MADDE 82 – 5237 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılmış, üçüncü fıkrasında yer alan “ikinci fıkraya göre cezaya” ibaresi “beÅŸ yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına”, “onbeÅŸ yıla kadar hapis” ibaresi ise “ceza yarı oranında artırılır” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
MADDE 83 – 5237 sayılı Kanunun 163 üncü maddesine aÅŸağıdaki fıkra eklenmiÅŸtir.
“(3) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doÄŸal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek ÅŸekilde tüketilmesi halinde kiÅŸi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
MADDE 84 – 5237 sayılı Kanunun 168 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve karşılıksız yararlanma” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve maddeye aÅŸağıdaki fıkra eklenmiÅŸtir.
“(5) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin piÅŸmanlık göstererek maÄŸdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kiÅŸisinin uÄŸradığı zararı, soruÅŸturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kiÅŸi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.”
MADDE 85 – 5237 sayılı Kanunun 220 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç iÅŸleyen kiÅŸi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Örgüt içindeki hiyerarÅŸik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kiÅŸi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliÄŸinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliÄŸine göre üçte birine kadar indirilebilir.”
MADDE 86 – 5237 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrası aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ ve maddeye aÅŸağıdaki fıkra eklenmiÅŸtir.
“(1) Görevinin saÄŸladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya baÅŸkasına yarar saÄŸlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beÅŸ yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kiÅŸinin haklı bir iÅŸinin gereÄŸi gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceÄŸi endiÅŸesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceÄŸi kiÅŸiye menfaat temin etmiÅŸ olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.”
“(4) İrtikap edilen menfaatin deÄŸeri ve maÄŸdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.”
MADDE 87 – 5237 sayılı Kanunun 252 nci maddesi aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“MADDE 252 – (1) Görevinin ifasıyla ilgili bir iÅŸi yapması veya yapmaması için, doÄŸrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceÄŸi bir baÅŸka kiÅŸiye menfaat saÄŸlayan kiÅŸi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevinin ifasıyla ilgili bir iÅŸi yapması veya yapmaması için, doÄŸrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceÄŸi bir baÅŸka kiÅŸiye menfaat saÄŸlayan kamu görevlisi de birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır.
(3) RüÅŸvet konusunda anlaÅŸmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(4) Kamu görevlisinin rüÅŸvet talebinde bulunması ve fakat bunun kiÅŸi tarafından kabul edilmemesi ya da kiÅŸinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(5) RüÅŸvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüÅŸvet anlaÅŸmasının saÄŸlanması veya rüÅŸvetin temini hususlarında aracılık eden kiÅŸi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müÅŸterek fail olarak cezalandırılır.
(6) RüÅŸvet iliÅŸkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat saÄŸlanan üçüncü kiÅŸi veya tüzel kiÅŸinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müÅŸterek fail olarak cezalandırılır.
(7) RüÅŸvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaÅŸmaya varan kiÅŸinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkiÅŸi, noter veya yeminli mali müÅŸavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(8) Bu madde hükümleri;
a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
b) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler,
c) Kamu kurum veya kuruluÅŸlarının ya da kamu kurumu niteliÄŸindeki meslek kuruluÅŸlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar,
d) Kamu yararına çalışan dernekler,
e) Kooperatifler,
f) Halka açık anonim ÅŸirketler,
adına hareket eden kiÅŸilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir iÅŸin yapılması veya yapılmaması amacıyla doÄŸrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi; bu kiÅŸiler tarafından talep veya kabul edilmesi; bunlara aracılık edilmesi; bu iliÅŸki dolayısıyla bir baÅŸkasına menfaat temin edilmesi halinde de uygulanır.
(9) Bu madde hükümleri;
a) Yabancı bir devlette seçilmiÅŸ veya atanmış olan kamu görevlilerine,
b) Uluslararası veya uluslarüstü mahkemelerde ya da yabancı devlet mahkemelerinde görev yapan hâkimlere, jüri üyelerine veya diÄŸer görevlilere,
c) Uluslararası veya uluslarüstü parlamento üyelerine,
d) Kamu kurumu ya da kamu iÅŸletmeleri de dahil olmak üzere, yabancı bir ülke için kamusal bir faaliyet yürüten kiÅŸilere,
e) Bir hukuki uyuÅŸmazlığın çözümü amacıyla baÅŸvurulan tahkim usulü çerçevesinde görevlendirilen vatandaÅŸ veya yabancı hakemlere,
f) Uluslararası bir anlaÅŸmaya dayalı olarak kurulan uluslararası veya uluslarüstüörgütlerin görevlilerine veya temsilcilerine,
görevlerinin ifasıyla ilgili bir iÅŸin yapılması veya yapılmaması ya da uluslararası ticari iÅŸlemler nedeniyle bir iÅŸin veya haksız bir yararın elde edilmesi yahut muhafazası amacıyla; doÄŸrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi ya da bunlar tarafından talep veya kabul edilmesi halinde de uygulanır.
(10) Dokuzuncu fıkra kapsamına giren rüÅŸvet suçunun yurt dışında yabancı tarafından iÅŸlenmekle birlikte;
a) Türkiye’nin,
b) Türkiye’deki bir kamu kurumunun,
c) Türk kanunlarına göre kurulmuÅŸ bir özel hukuk tüzel kiÅŸisinin,
d) Türk vatandaşının,
tarafı olduÄŸu bir uyuÅŸmazlık ya da bu kurum veya kiÅŸilerle ilgili bir iÅŸlemin yapılması veya yapılmaması için iÅŸlenmesi halinde, rüÅŸvet veren, teklif veya vaat eden; rüÅŸvet alan, talep eden, teklif veya vaadini kabul eden; bunlara aracılık eden; rüÅŸvet iliÅŸkisi dolayısıyla kendisine menfaat temin edilen kiÅŸiler hakkında, Türkiye’de bulundukları takdirde, resen soruÅŸturma ve kovuÅŸturma yapılır.”
MADDE 88 – 5237 sayılı Kanunun 254 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“(1) RüÅŸvet alan kiÅŸinin, durum resmi makamlarca öÄŸrenilmeden önce, rüÅŸvet konusu ÅŸeyi soruÅŸturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi halinde, hakkında rüÅŸvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. RüÅŸvet alma konusunda baÅŸkasıyla anlaÅŸan kamu görevlisinin durum resmi makamlarca öÄŸrenilmeden önce durumu yetkili makamlara haber vermesi halinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.
(2) RüÅŸvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaÅŸmaya varan kiÅŸinin, durum resmi makamlarca öÄŸrenilmeden önce, piÅŸmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında rüÅŸvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz.
(3) RüÅŸvet suçuna iÅŸtirak eden diÄŸer kiÅŸilerin, durum resmi makamlarca öÄŸrenilmeden önce, piÅŸmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.”
MADDE 89 – 5237 sayılı Kanunun 255 inci maddesi baÅŸlığıyla birlikte aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“Nüfuz ticareti
MADDE 255 – (1) Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduÄŸundan bahisle, haksız bir iÅŸin gördürülmesi amacıyla giriÅŸimde bulunması için, doÄŸrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya bir baÅŸkasına menfaat temin eden kiÅŸi, iki yıldan beÅŸ yıla kadar hapis ve beÅŸbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. KiÅŸinin kamu görevlisi olması halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. İşinin gördürülmesi karşılığında veya gördürüleceÄŸi beklentisiyle menfaat saÄŸlayan kiÅŸi ise, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Menfaat temini konusunda anlaÅŸmaya varılması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada belirtilen amaç doÄŸrultusunda menfaat talebinde bulunulması ve fakat bunun kabul edilmemesi ya da menfaat teklif veya vaadinde bulunulması ve fakat bunun kabul edilmemesi hallerinde, birinci fıkra hükmüne göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(4) Nüfuz ticareti suçuna aracılık eden kiÅŸi, müÅŸterek fail olarak, birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır.
(5) Nüfuz ticareti iliÅŸkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat saÄŸlanan üçüncü gerçek kiÅŸi veya tüzel kiÅŸinin menfaati kabul eden yetkilileri, müÅŸterek fail olarak, birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır.
(6) İşin gördürülmesi amacıyla giriÅŸimde bulunmanın müstakil bir suç oluÅŸturduÄŸu hallerde kiÅŸiler ayrıca bu suç nedeniyle cezalandırılır.
(7) Bu madde hükümleri, 252 nci maddenin dokuzuncu fıkrasında sayılan kiÅŸiler üzerinde nüfuz ticareti yapılması halinde de uygulanır. Bu kiÅŸiler hakkında, Türkiye’de bulunmaları halinde, vatandaÅŸ veya yabancı olduklarına bakılmaksızın, resen soruÅŸturma ve kovuÅŸturma yapılır.”
MADDE 90 – 5237 sayılı Kanunun 277 nci maddesi baÅŸlığıyla birlikte aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“Yargı görevi yapanı, bilirkiÅŸiyi veya tanığı etkilemeye teÅŸebbüs
MADDE 277 – (1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruÅŸturmada, gerçeÄŸin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluÅŸturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, ÅŸüpheli veya sanığın, katılanın veya maÄŸdurun lehine veya aleyhine sonuç doÄŸuracak bir karar vermesi veya bir iÅŸlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkiÅŸiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teÅŸebbüs eden kiÅŸi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkradaki suçu oluÅŸturan fiilin baÅŸka bir suçu da oluÅŸturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre verilecek ceza yarısına kadar artırılır.”
MADDE 91 – 5237 sayılı Kanunun 278 inci maddesi aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“MADDE 278 – (1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kiÅŸi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiÅŸ olmakla birlikte, sebebiyet verdiÄŸi neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kiÅŸi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) MaÄŸdurun onbeÅŸyaşını bitirmemiÅŸ bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliÄŸi nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.
(4) Tanıklıktan çekinebilecek olan kiÅŸiler bakımından cezaya hükmolunmaz. Ancak, suçu önleme yükümlülüÄŸünün varlığı dolayısıyla ceza sorumluluÄŸuna iliÅŸkin hükümler saklıdır.”
MADDE 92 – 5237 sayılı Kanunun 285 inci maddesi aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“MADDE 285 – (1) SoruÅŸturmanın gizliliÄŸini alenen ihlal eden kiÅŸi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun oluÅŸabilmesi için;
a) SoruÅŸturma evresinde yapılan iÅŸlemin içeriÄŸinin açıklanması suretiyle, suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkının veya haberleÅŸmenin gizliliÄŸinin ya da özel hayatın gizliliÄŸinin ihlal edilmesi,
b) SoruÅŸturma evresinde yapılan iÅŸlemin içeriÄŸine iliÅŸkin olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeÄŸin ortaya çıkmasını engellemeye elveriÅŸli olması,
gerekir.
(2) SoruÅŸturma evresinde alınan ve soruÅŸturmanın tarafı olan kiÅŸilere karşı gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereÄŸi olarak yapılan iÅŸlemlerin gizliliÄŸini ihlal eden kiÅŸi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
(3) Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruÅŸmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliÄŸini alenen ihlal eden kiÅŸi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluÅŸması için, tanığın korunmasına iliÅŸkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleÅŸmesi aranmaz.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların kamu görevlisi tarafından görevinin saÄŸladığı kolaylıktan yararlanılarak iÅŸlenmesi halinde, ceza yarısına kadar artırılır.
(5) SoruÅŸturma ve kovuÅŸturma evresinde kiÅŸilerin suçlu olarak algılanmalarına yol açacak ÅŸekilde görüntülerinin yayınlanması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(6) SoruÅŸturma ve kovuÅŸturma iÅŸlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluÅŸturmaz.”
MADDE 93 – 5237 sayılı Kanunun 288 inci maddesi aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“MADDE 288 – (1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruÅŸturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir iÅŸlem tesis etmesi ya da gerçeÄŸe aykırı beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkiÅŸiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kiÅŸi, elli günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.”
MADDE 94 – 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Åžekli Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Cumhuriyet savcısı” ibaresi “mülki amir” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
MADDE 95 – 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 38 inci maddesinden sonra gelmek üzere aÅŸağıdaki madde eklenmiÅŸtir.
“Elektronik iÅŸlemler
MADDE 38/A – (1) Her türlü ceza muhakemesi iÅŸlemlerinde Ulusal Yargı Ağı BiliÅŸim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu iÅŸlemlere iliÅŸkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla iÅŸlenir, kaydedilir ve saklanır.
(2) Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilir ve her türlü ceza muhakemesi iÅŸlemi yapılabilir.
(3) Bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar elektronik ortamda düzenlenebilir, iÅŸlenebilir, saklanabilir ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilir.
(4) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar diÄŸer kiÅŸi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilir. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmez ve ilgili kurum ve kiÅŸilere gönderilmez.
(5) Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çeliÅŸmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilir.
(6) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlarda, mühürleme iÅŸlemi ile kanunlarda birden fazla nüshanın düzenlenmesini öngören hükümler uygulanmaz.
(7) Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiÅŸ belge veya kararlar, yetkili kiÅŸilerce taranarak UYAP’a aktarılır ve gerektiÄŸinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilir.
(8) Elektronik ortamdan fiziki örnek çıkartılması gereken hallerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduÄŸu belirtilerek hâkim, Cumhuriyet savcısı veya görevlendirilen yetkili kiÅŸi tarafından imzalanır ve mühürlenir.
(9) Elektronik ortamda yapılan iÅŸlemlerde süre gün sonunda biter.
(10) Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduÄŸu nüfus, tapu, adlî sicil kaydı gibi dış biliÅŸim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmez. UYAP’tan dış biliÅŸim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler ayrıca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmez.
(11) Ceza muhakemesi iÅŸlemlerinin UYAP’ta yapılmasına dair usul ve esaslar, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 96 – 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“(4) Sadece adlî para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.”
MADDE 97 – 5271 sayılı Kanunun 101 inci maddesinin ikinci fıkrası aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.
“(2) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine iliÅŸkin kararlarda;
a) Kuvvetli suç ÅŸüphesini,
b) Tutuklama nedenlerinin varlığını,
c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduÄŸunu,
gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriÄŸi ÅŸüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneÄŸi yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.”
MADDE 98 – 5271 sayılı Kanunun 109 uncu maddesinin birinci fıkrası aÅŸağıdaki ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ, üçüncü fıkrasına aÅŸağıdaki bentler eklenmiÅŸ, yedinci fıkrasında yer alan “birinci fıkradaki süre koÅŸulu aranmaksızın” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“(1) Bir suç sebebiyle yürütülen soruÅŸturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, ÅŸüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.”
“j) Konutunu terk etmemek.
k) Belirli bir yerleÅŸim bölgesini terk etmemek.
l) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.”
MADDE 99 – 5271 sayılı Kanunun 308 inci maddesine aÅŸağıdaki fıkralar eklenmiÅŸtir.
“(2) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.”
MADDE 100 – 5271 sayılı Kanunun 324 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına aÅŸağıdaki cümle eklenmiÅŸtir.
“Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.”
MADDE 101 – 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Åžekli Hakkında Kanuna aÅŸağıdaki geçici madde eklenmiÅŸtir.
“GEÇİCİ MADDE 5 – (1) Ceza Muhakemesi Kanununun 308 inci maddesinde yapılan deÄŸiÅŸiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunda bulunan ve henüz karara baÄŸlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.”
MADDE 102 – 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 43/A maddesinden sonra gelmek üzere aÅŸağıdaki 43/B maddesi eklenmiÅŸtir.
“Tüzel kiÅŸilerin bildirim yükümlülüÄŸü
MADDE 43/B – (1) 5411 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan; bankalara, finansal kuruluÅŸlara veya paranın sayım ve incelemesini yaparak bankalara destek hizmeti veren kuruluÅŸlar ile mevzuat çerçevesinde dövize iliÅŸkin iÅŸlemler yapmasına izin verilen ÅŸirketlere, her ne amaçla olursa olsun ibraz edilen paranın sahte olduÄŸunun anlaşılması halinde, 5237 sayılı Kanunun 278 inci maddesinde düzenlenen bildirim yükümlülüÄŸü yerine getirilmediÄŸi takdirde, bu maddede sayılan tüzel kiÅŸilere Cumhuriyet savcısı tarafından bin Türk Lirasından beÅŸbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.”
MADDE 103 – 25/5/2005 tarihli ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 6 ncımaddesine aÅŸağıdaki fıkra eklenmiÅŸtir.
“(2) Karşılıksız yararlanma suçunda etkin piÅŸmanlıktan yararlanması dolayısıyla ÅŸüpheli, sanık veya hükümlü hakkında verilen kararlar adlî sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. OnbeÅŸ yıl süreyle muhafaza edilen bu kayıtlar, ancak bir soruÅŸturma veya kovuÅŸturmayla baÄŸlantılı olarak Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından istenmesi halinde verilebilir.”
MADDE 104 – Ekli (1) ve (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Adalet Bakanlığına ait bölümüne, ekli (3) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (II) sayılı cetvelin Danıştay BaÅŸkanlığına ait bölümüne eklenmiÅŸtir.
MADDE 105 – AÅŸağıdaki hükümler yürürlükten kaldırılmıştır:
1) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 12 nci ve 116 ncımaddeleri,
2) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun;
a) 6 ncı maddesinin beşinci fıkrası,
b) 9 ve 13 üncü maddeleri,
3) 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 19 uncu maddesinin yedinci fıkrası,
4) 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununun 19 uncu maddesi,
5) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun;
a) 141 inci maddesinin ikinci fıkrası,
b) 257 nci maddesinin üçüncü fıkrası,
6) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251 ve 252 nci maddeleri,
7) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi,
8) 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik HaberleÅŸme Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi.
Dava ve cezaların ertelenmesi
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düÅŸünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle iÅŸlenmiÅŸ olup; temel ÅŸekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beÅŸ yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;
a) SoruÅŸturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki ÅŸartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, . MarblePort Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden Ve Mermer Portalı
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) KesinleÅŸmiÅŸ olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine,
karar verilir.
(2) Hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuÅŸturmanın ertelenmesi kararı verilen kiÅŸinin, erteleme kararının verildiÄŸi tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç iÅŸlememesi hâlinde, kovuÅŸturmaya yer olmadığı veya düÅŸme kararı verilir. Bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç iÅŸlenmesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleÅŸmiÅŸ hükümle cezaya mahkûm olunduÄŸu takdirde, ertelenen soruÅŸturma veya kovuÅŸturmaya devam olunur.
(3) Mahkûmiyet hükmünün infazı ertelenen kiÅŸi hakkında bu mahkûmiyete baÄŸlı olarak herhangi bir hak yoksunluÄŸu doÄŸmaz. Ancak bu kiÅŸinin, erteleme kararının verildiÄŸi tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç iÅŸlemesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleÅŸmiÅŸ hükümle cezaya mahkûm olunduÄŸu takdirde, ertelenen mahkûmiyet hükmüne baÄŸlı hukuki sonuçlar kiÅŸi üzerinde doÄŸar ve ceza infaz olunur. . MarblePort Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden Ve Mermer Portalı
(4) Bu madde hükümlerine göre cezanın infazının ertelenmesi hâlinde erteleme süresince ceza zamanaşımı durur; kamu davasının açılmasının veya kovuÅŸturmanın ertelenmesi hâlinde, erteleme süresince dava zamanaşımı ve dava süreleri durur.
(5) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmiÅŸ olması hâlinde dahi, bu madde hükümleri uygulanır.
(6) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı verilmiÅŸ mahkûmiyet hükmünün infazının tamamlanmış olması hâlinde bu mahkûmiyet hükmüne baÄŸlı yasaklanmış hakların 25/5/2005 tarihli ve 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun 13/A maddesindeki ÅŸartlar aranmaksızın geri verilmesine karar verilir.
(7) Bu madde hükümlerine göre verilen kamu davasının açılmasının, kovuÅŸturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararları adlî sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruÅŸturma veya kovuÅŸturmayla baÄŸlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(8) Bu madde hükümlerine göre kamu davasının açılmasının, kovuÅŸturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararlarının verildiÄŸi hâllerde, bu suçlar 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun erteleme ve tekerrüre iliÅŸkin hükümlerinin uygulanmasında göz önünde bulundurulmaz. . MarblePort Türkiye'nin DoÄŸal Yapı TaÅŸları Maden Ve Mermer Portalı
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Kanunda yapılan deÄŸiÅŸiklikler karşısında; ilgili suçlardan dolayı açılan ve temyiz aÅŸamasında bulunan dava dosyalarından Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığında bulunanlar, Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığınca; Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir.
(2) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doÄŸal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek ÅŸekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüÄŸe girdiÄŸi tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuÅŸturma yapılan veya kesinleÅŸmiÅŸ olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kiÅŸinin, bu Kanun yürürlüÄŸe girdiÄŸi tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.
(3) Bu maddenin yürürlüÄŸe girdiÄŸi tarih itibarıyla koÅŸullu salıverilmelerine bir yıldan az süre kalan ve açık ceza infaz kurumunda bulunan iyi hallî hükümlülerin talepleri hâlinde, cezalarının koÅŸullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebilir.
(4) Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlükten kaldırılan 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen mahkemelerde açılmış olan davalara, kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu mahkemelerce bakmaya devam olunur. Bu davalarda, yetkisizlik veya görevsizlik kararı verilemez. 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun l0 uncu maddesinin kovuÅŸturmaya iliÅŸkin hükümleri bu davalarda da uygulanır.
(5) Ceza Muhakemesi Kanununun 251 inci maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen Cumhuriyet savcıları yürütmekte oldukları soruÅŸturmalara, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca Terörle Mücadele Kanununun l0 uncu maddesi uyarınca görevlendirilen Cumhuriyet savcıları göreve baÅŸlayıncaya kadar devam ederler.
(6) Terörle Mücadele Kanununun l0 uncu maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak bu maddenin yürürlüÄŸe girdiÄŸi tarih itibarıyla açılmış olan davalarda, sanığın taşıdığı kamu görevlisi sıfatı dolayısıyla hakkında soruÅŸturma yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiÄŸinden bahisle durma veya düÅŸme kararı verilemez.
(7) Mevzuatta Ceza Muhakemesi Kanununun 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerine yapılmış olan atıflar, Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış sayılır.
GEÇİCİ MADDE 3 – (1) 12 Eylül 1980 tarihinden önce iÅŸlenmiÅŸ olan suçlardan dolayı lehe Kanun, 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun cezaların içtimaına iliÅŸkin hükümleri uygulandıktan sonra ortaya çıkan sonuç ceza göz önünde bulundurularak belirlenir. Belirlenen bu ceza infaz bakımından lehe hükümler içeren kanuna göre infaz edilir.
(2) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında iÅŸlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı iÅŸlenen suçlar hariç olmak üzere;
a) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanların,
b) Taksirli suçlardan toplam beÅŸ yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların,
c) Adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine tabi tutulanların,
cezaları doÄŸrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir. Bu fıkra hükümleri 3l/l2/2017 tarihine kadar uygulanır.
MADDE 106 – Bu Kanunun;
a) 3 üncü, 4 üncü, 9 uncu, 10 uncu, 17 nci, 21 inci, 23 üncü ila 33 üncü maddeleri ile 36 ncıve 37 nci maddeleri, 18 inci maddesiyle deÄŸiÅŸtirilen 2004 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin yedinci fıkrası, 38 inci maddesiyle 2004 sayılı Kanuna eklenen geçici 9 uncu ve geçici 11 inci maddeleri ile 105 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi yayımı tarihinden altı ay sonra,
b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüÄŸe girer.
MADDE 107 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
4/7/2012
(1) SAYILI LİSTE
KURUMU : ADALET BAKANLIÄžI
TEŞKİLATI : MERKEZ
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Adedi Toplam
GİH Koruma ve Güvenlik Åžefi 4 4 4
GİH Koruma ve Güvenlik Åžefi 5 1 1
GİH Koruma ve Güvenlik Görevlisi 5 5 5
GİH Koruma ve Güvenlik Görevlisi 6 8 8
GİH Koruma ve Güvenlik Görevlisi 7 3 3
GİH Koruma ve Güvenlik Görevlisi 8 5 5
GİH Koruma ve Güvenlik Görevlisi 9 5 5
GİH Koruma ve Güvenlik Görevlisi 10 13 13
GİH Koruma ve Güvenlik Görevlisi 11 12 12
TOPLAM 56 56
(2) SAYILI LİSTE
KURUMU : ADALET BAKANLIÄžI
TEŞKİLATI : TAŞRA
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Kadro Adedi Tutulan Kadro Adedi Toplam
GİH İcra Müdürü 6 15 - 15
GİH İcra Müdürü 7 30 - 30
GİH İcra Müdürü 8 81 - 81
GİH İcra Müdür Yardımcısı 6 182 - 182
GİH İcra Müdür Yardımcısı 7 300 - 300
GİH İcra Müdür Yardımcısı 8 300 - 300
GİH İcra Katibi 5 300 - 300
GİH İcra Katibi 6 500 - 500
GİH İcra Katibi 7 500 - 500
GİH İcra Katibi 8 500 - 500
GİH İcra Katibi 9 500 - 500
GİH İcra Katibi 10 700 - 700
GİH İcra Katibi 11 700 - 700
GİH İcra Katibi 12 788 - 788
GİH Memur 9 150 - 150
GİH Memur 10 150 - 150
GİH Memur 11 200 - 200
YH Memur 12 400 - 400
YH Hizmetli 9 50 - 50
YH Hizmetli 10 100 - 100
YH Hizmetli 11 100 - 100
YH Hizmetli 12 150 - 150
YH Hizmetli 13 200 - 200
TOPLAM 6.896 6.896
(3) SAYILI LİSTE
KURUMU : DANIÅžTAY BAÅžKANLIÄžI
TEŞKİLATI : MERKEZ
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Unvanı Derecesi Adedi Toplam
Tetkik Hâkimi 6 20 20
Tetkik Hâkimi 7 20 20
TOPLAM 40 40