Ãœye Ol
Ãœye GiriÅŸi
Webmail | Hizmetlerimiz | Yardım Konuları | Faydalı Linkler | Şifremi Unuttum? | Yeni Üyelik
Marbleport'a HoÅŸgeldiniz
Anasayfam YapAna Sayfam Yap Favorilerime ekleSık Kullanılanlara Ekle
  Site içi Arama:
Madencilik Kültürü

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU DEVAMI II

Ä°KÄ°NCÄ° AYIRIM
Borçların Ä°fa Edilmemesinin Sonuçları
A. Borcun ifa edilmemesi
I. Giderim borcu
1. Genel olarak
MADDE 112- Borç hiç veya gereÄŸi gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceÄŸini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doÄŸan zararını gidermekle yükümlüdür.
2. Yapma ve yapmama borçlarında
MADDE 113- Yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediÄŸi takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya baÅŸkası tarafından ifasınaizin verilmesini isteyebilir; her türlü giderim isteme hakkı saklıdır.
Yapmama borcuna aykırı davranan borçlu, bu aykırı davranışının doÄŸurduÄŸu zararı gidermekle yükümlüdür.
Alacaklı, ayrıca borca aykırı durumun ortadan kaldırılmasını veya bu konuda masrafı borçluya ait olmak üzere kendisinin yetkili kılınmasını isteyebilir.
II. Sorumluluğun ve giderim borcunun kapsamı
1. Genel olarak
MADDE 114- Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluÄŸunun kapsamı, iÅŸin özel niteliÄŸine göre belirlenir. Ä°ÅŸ özellikle borçlu için bir yarar saÄŸlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak deÄŸerlendirilir.
Haksız fiil sorumluluÄŸuna iliÅŸkin hükümler, kıyas yoluyla sözleÅŸmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.
2. Sorumsuzluk anlaşması
MADDE 115- Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına iliÅŸkin önceden yapılan anlaÅŸma kesin olarak hükümsüzdür.
Borçlunun alacaklı ile hizmet sözleÅŸmesinden kaynaklanan herhangi bir borç sebebiyle sorumlu olmayacağına iliÅŸkin olarak önceden yaptığı her türlü anlaÅŸma kesin olarak hükümsüzdür.
Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun ya da yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun hafif kusurundan sorumlu olmayacağına iliÅŸkin önceden yapılan anlaÅŸma kesin olarak hükümsüzdür.
3. Yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk
MADDE 116- Borçlu, borcun ifasını veya bir borç iliÅŸkisinden doÄŸan hakkın kullanılmasını, birlikte yaÅŸadığı kiÅŸiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların iÅŸi yürüttükleri sırada diÄŸer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür.
Yardımcı kiÅŸilerin fiilinden doÄŸan sorumluluk, önceden yapılan bir anlaÅŸmayla tamamen veya kısmen kaldırılabilir.
Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kiÅŸilerin fiillerinden sorumlu olmayacağına iliÅŸkin anlaÅŸma kesin olarak hükümsüzdür.
B. Borçlunun temerrüdü
I. Koşulları
MADDE 117-Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düÅŸer.
Borcun ifa edileceÄŸi gün, birlikte belirlenmiÅŸ veya sözleÅŸmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemiÅŸse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin iÅŸlendiÄŸi, sebepsiz zenginleÅŸmede ise zenginleÅŸmenin gerçekleÅŸtiÄŸi tarihte borçlu temerrüde düÅŸmüÅŸ olur. Ancak sebepsiz zenginleÅŸenin iyiniyetli olduÄŸu hâllerde temerrüt için bildirim ÅŸarttır.
II. Hükümleri
1. Genel olarak
a. Gecikme tazminatı
MADDE 118-Temerrüde düÅŸen borçlu, temerrüde düÅŸmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe,borcun geç ifasından dolayı alacaklının uÄŸradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
b. Beklenmedik hâlden sorumluluk
MADDE 119-Temerrüde düÅŸen borçlu, beklenmedik hâl sebebiyle doÄŸacak zarardan sorumludur.
Borçlu, temerrüde düÅŸmekte kusuru olmadığını veya borcunu zamanında ifa etmiÅŸ olsaydı bile beklenmedik hâlin ifa konusu ÅŸeye zarar vereceÄŸini ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.
2. Temerrüt faizi
a. Genel olarak
MADDE 120- Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleÅŸmede kararlaÅŸtırılmamışsa, faiz borcunun doÄŸduÄŸu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
SözleÅŸme ile kararlaÅŸtırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aÅŸamaz.
Akdî faiz oranı kararlaÅŸtırılmakla birlikte sözleÅŸmede temerrüt faizi kararlaÅŸtırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.
b. Faizlerde, iratlarda ve bağışlamada temerrüt faizi
MADDE 121- Faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düÅŸen borçlu, icra takibine giriÅŸildiÄŸi veya dava açıldığı günden baÅŸlayarak, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.
Buna aykırı olarak yapılan anlaÅŸmalar, ceza koÅŸulu hükümlerine tabi olur.
Temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemez.
3. Aşkın zarar
MADDE 122-Alacaklı, temerrüt faizini aÅŸan bir zarara uÄŸramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.
Temerrüt faizini aÅŸan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.
4. Karşılıklı borç yükleyen sözleÅŸmelerde
a. Süre verilmesi
MADDE 123-Karşılıklı borç yükleyen sözleÅŸmelerde, taraflardan biri temerrüde düÅŸtüÄŸü takdirde diÄŸeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir.
b. Süre verilmesini gerektirmeyen durumlar
MADDE 124-AÅŸağıdaki durumlarda süre verilmesine gerek yoktur:
1. Borçlunun içinde bulunduÄŸu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa.
2. Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.
3. Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleÅŸmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceÄŸi sözleÅŸmeden anlaşılıyorsa.
c. Seçimlik haklar
MADDE 125-Temerrüde düÅŸenborçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemiÅŸse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiÄŸini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doÄŸan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleÅŸmeden dönebilir.
SözleÅŸmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüÄŸünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumdaborçlu, temerrüde düÅŸmekte kusuru olmadığınıispat edemezse alacaklı, sözleÅŸmenin hükümsüz kalması sebebiyle uÄŸradığı zararın giderilmesini deisteyebilir.
d. Sürekli edimli sözleÅŸmelerde
MADDE 126- Ä°fasına baÅŸlanmış sürekli edimli sözleÅŸmelerde, borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceÄŸi gibi, sözleÅŸmeyi feshederek, sözleÅŸmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uÄŸradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM
Borç Ä°liÅŸkilerinin Üçüncü KiÅŸilere Etkisi
A. Alacaklıya halef olma
MADDE 127-Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kiÅŸi, aÅŸağıdaki hâllerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur:
1. BaÅŸkasının borcu için rehnedilen bir ÅŸeyi rehinden kurtardığı ve bu ÅŸey üzerinde mülkiyet veya baÅŸka bir ayni hakkı bulunduÄŸu takdirde.
2. Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kiÅŸinin ona halef olacağı, borçlu tarafından ifadan önce alacaklıya bildirildiÄŸi takdirde.
DiÄŸer halefiyet hâllerine iliÅŸkin kanun hükümleri saklıdır.
B. Üçüncü kiÅŸinin fiilini üstlenme
MADDE 128-Üçüncü bir kiÅŸinin fiilini baÅŸkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleÅŸmemesinden doÄŸan zararı gidermekle yükümlüdür.
Belirli bir süre için yapılan üstlenmede, sürenin bitimine kadar üstlenene edimini ifa etmesi için yazılı olarak baÅŸvurulmaması hâlinde, üstlenenin sorumluluÄŸunun sona ereceÄŸi kararlaÅŸtırılabilir.
C. Üçüncü kiÅŸi yararına sözleÅŸme
I. Genel olarak
MADDE 129-Kendi adına sözleÅŸme yapan kiÅŸi, sözleÅŸmeye üçüncü kiÅŸi yararına bir edim yükümlülüÄŸü koydurmuÅŸsa, edimin üçüncü kiÅŸiye ifa edilmesini isteyebilir.
Üçüncü kiÅŸi veya üçüncü kiÅŸiye halefolanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düÅŸtüÄŸü takdirde edimin ifasını isteyebilirler. Bu durumda, üçüncü kiÅŸi veya ona halef olanlar bu hakkı kullanmak istediklerini borçluya bildirdikten sonra, alacaklı borçluyu ibra edemeyeceÄŸi gibi, borcun nitelik ve kapsamını da deÄŸiÅŸtiremez.
II. Sorumluluk sigortalarında
MADDE 130-BaÅŸkasını çalıştıran kiÅŸi, çalıştırdığı kiÅŸiye karşı hukuki sorumluluÄŸunu güvence altına almak üzere sigorta yaptırmışsa, sigortadan doÄŸan haklar doÄŸrudan doÄŸruya çalışana ait olur.
Ancak, çalışana ödenecek sigorta tazminatı, genel hükümlere göre ödenecek tazminattan indirilir.
DiÄŸer hukuki sorumluluk sigortalarına iliÅŸkin kanun hükümleri saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Borçların ve Borç Ä°liÅŸkilerinin Sona Ermesi, Zamanaşımı
BÄ°RÄ°NCÄ° AYIRIM
Sona Erme Hâlleri
A. Asıl borca baÄŸlı hak ve borçların sona ermesi 
MADDE 131-Asıl borç ifa ya da diÄŸer bir sebeple sona erdiÄŸi takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koÅŸulu gibi buna baÄŸlı hak ve borçlar da sona ermiÅŸ olur.
Ä°ÅŸlemiÅŸ faizin ve ceza koÅŸulunun ifasını isteme hakkı sözleÅŸmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuÅŸ ise ya da durum ve koÅŸullardan saklı tutulduÄŸu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koÅŸulu istenebilir.
Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve konkordatoya iliÅŸkin özel hükümler saklıdır.
B. Ä°bra
MADDE 132-Borcu doÄŸuran iÅŸlem kanunen veya taraflarca belli bir ÅŸekle baÄŸlı tutulmuÅŸ olsa bile borç, tarafların ÅŸekle baÄŸlı olmaksızın yapacakları ibra sözleÅŸmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.
C. Yenileme
I. Genel olarak
MADDE 133- Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur.
Özelliklemevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yenibir kefalet senedidüzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz.
II. Cari hesaplarda
MADDE 134-ÇeÅŸitli kalemlerin bir cari hesaba sadece kaydedilmiÅŸ olması, borcun yenilenmiÅŸ olduÄŸu anlamına gelmez.
Ancak, hesabın kesilmiÅŸ ve hesap sonucu diÄŸer tarafça kabul edilmiÅŸ olması durumunda, borç yenilenmiÅŸ olur.
Kalemlerden birinin güvencesi varsa, aksi kararlaÅŸtırılmadıkça, hesap kesilip sonucun kabul edilmiÅŸ olması, güvenceyi sona erdirmez.
D. BirleÅŸme
MADDE 135- Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kiÅŸide birleÅŸmesiyle borç sona erer. Ancak, üçüncü kiÅŸilerin alacak üzerinde önceden mevcutolan hakları birleÅŸmeden etkilenmez.
BirleÅŸme geçmiÅŸe etkili olarakortadan kalkarsa, borç varlığını sürdürür.
Taşınmaz rehni ve kıymetli evraka iliÅŸkin özel hükümler saklıdır.
E. Ä°fa imkânsızlığı
I. Genel olarak
MADDE 136-Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleÅŸmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduÄŸu edimi sebepsiz zenginleÅŸme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiÅŸ olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleÅŸmeyle borcun ifasından önce doÄŸan hasarın alacaklıya yükletilmiÅŸ olduÄŸu durumlar, bu hükmün dışındadır.
Borçlu ifanın imkânsızlaÅŸtığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doÄŸan zararları gidermekle yükümlüdür.
II. Kısmi ifa imkânsızlığı
MADDE 137-Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaÅŸan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleÅŸmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleÅŸmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.
III. Aşırı ifa güçlüÄŸü
MADDE 138-SözleÅŸmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olaÄŸanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleÅŸmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düÅŸecek derecede borçlu aleyhine deÄŸiÅŸtirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiÅŸ veya ifanın aşırı ölçüde güçleÅŸmesinden doÄŸan haklarını saklı tutarak ifa etmiÅŸ olursa borçlu, hâkimden sözleÅŸmenin yeni koÅŸullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleÅŸmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleÅŸmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.
Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.
F. Takas
I. Koşulları
1. Genel olarak
MADDE 139-Ä°ki kiÅŸi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeÅŸ diÄŸer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.
Alacaklardan biri çekiÅŸmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.
Zamanaşımına uÄŸramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceÄŸi anda henüz zamanaşımına uÄŸramamış olması koÅŸuluyla ileri sürülebilir.
2. Kefalet hâlinde
MADDE 140- Asıl borçlunun takası ileri sürme hakkı bulundukça, kefili de alacaklıya ifada bulunmaktan kaçınabilir.
3. Üçüncü kiÅŸi yararına sözleÅŸme hâlinde
MADDE 141-Üçüncü kiÅŸi yararına borçlanan kiÅŸi, bu borcu ilesözleÅŸmenin diÄŸer tarafındanolan alacağını takas edemez.
4. Borçlunun iflası hâlinde
MADDE 142- Borçlunun iflası hâlinde alacaklılar, muaccel olmasalar bile, alacaklarını, müflise olan borçları iletakas edebilirler.
II. Hükümleri
MADDE 143- Takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleÅŸir. Bu durumda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer.
Cari hesapla ilgili ticarete iliÅŸkin özel teamüller saklıdır.
III. Alacaklının rızasıyla takas edilebilir alacaklar
MADDE 144- Aşağıdaki alacaklar takas haklarının doğumundan sonra, ancakalacaklıların rızasıyla takas edilebilir:
1. Tevdi edilmiş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar.
2. Haksız olarak alınmış veya aldatma sonucundaalıkonulmuş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar.
3. Nafaka ve iÅŸçi ücreti gibi, borçlunun ve ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliÄŸi gereÄŸi, doÄŸrudan alacaklıya verilmesi gereken alacaklar.
IV. Takastan feragat
MADDE 145- Borçlu, takas hakkından önceden de feragat edebilir.
Ä°KÄ°NCÄ° AYIRIM
Zamanaşımı
A. Süreler
I. On yıllık zamanaşımı
MADDE 146- Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.
II. Beş yıllık zamanaşımı
MADDE 147-AÅŸağıdaki alacaklar için beÅŸ yıllık zamanaşımı uygulanır:
1. Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diÄŸer dönemsel edimler.
2. Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri.
3. Küçük sanat iÅŸlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doÄŸan alacaklar.
4. Bir ortaklıkta, ortaklık sözleÅŸmesinden doÄŸan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.
5. Vekâlet, komisyon ve acentalık sözleÅŸmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleÅŸmesinden doÄŸan alacaklar.
6. Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereÄŸi gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleÅŸmesinden doÄŸan alacaklar.
III. Sürelerin kesinliÄŸi
MADDE 148-Bu ayırımda belirlenen zamanaşımı süreleri, sözleÅŸmeyle deÄŸiÅŸtirilemez.
IV. Zamanaşımının başlangıcı
1. Genel olarak
MADDE 149- Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar.
Alacağın muaccel olmasının bir bildirime baÄŸlı olduÄŸu hâllerde, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceÄŸi günden iÅŸlemeye baÅŸlar.
2. Dönemsel edimlerde
MADDE 150- Ömür boyunca gelir ve benzeri dönemsel edimlerde, alacağın tamamı için zamanaşımı, ifa edilmemiÅŸ ilk dönemsel edimin muaccel olduÄŸu günde iÅŸlemeye baÅŸlar.
Alacağın tamamı zamanaşımına uÄŸramışsa, ifa edilmemiÅŸ dönemsel edimler de zamanaşımına uÄŸramış olur.
V. Sürelerin hesaplanması
MADDE 151- Süreler hesaplanırken zamanaşımının baÅŸladığı gün sayılmaz ve zamanaşımı ancak sürenin son günü de hak kullanılmaksızın geçince gerçekleÅŸmiÅŸ olur.
Zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında da, borçların ifasındaki sürelerin hesaplanmasına iliÅŸkin hükümler uygulanır.
B. Bağlı alacaklarda zamanaşımı
MADDE 152- Asıl alacak zamanaşımına uğrayınca, ona bağlı faiz ve diğer alacaklar da zamanaşımına uğramış olur.
C. Zamanaşımının durması
MADDE 153- Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur:
1. Velayet süresince, çocukların ana ve babalarından olan alacakları için.
2. Vesayet süresince, vesayet altında bulunanların vasiden veya vesayet iÅŸlemleri sebebiyle Devletten olan alacakları için.
3. Evlilik devam ettiÄŸi sürece, eÅŸlerin diÄŸerinden olan alacakları için.
4. Hizmet iliÅŸkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için.
5. Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduÄŸu sürece.
6. Alacağı, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkânının bulunmadığı sürece.
7. Alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kiÅŸide birleÅŸmesinde, birleÅŸmenin ileride geçmiÅŸe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürece.
Zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı iÅŸlemeye baÅŸlar veya durmadan önce baÅŸlamış olan iÅŸlemesini sürdürür.
D. Zamanaşımının kesilmesi
I. Sebepleri
MADDE 154- Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
1. Borçlu borcu ikrar etmiÅŸse, özellikle faiz ödemiÅŸ veya kısmen ifada bulunmuÅŸsa ya da rehin vermiÅŸ veya kefil göstermiÅŸse.
2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme baÅŸvurmuÅŸsa, icra takibinde bulunmuÅŸsa ya da iflas masasına baÅŸvurmuÅŸsa.
II. Birlikte borçlulara etkisi
MADDE 155- Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diÄŸerlerine karşı da kesilmiÅŸ olur.
Zamanaşımı asıl borçluya karşı kesilince, kefile karşı da kesilmiÅŸ olur.
Zamanaşımı kefile karşı kesilince, asıl borçluya karşı kesilmiÅŸ olmaz.
III. Yeni sürenin baÅŸlaması
1. Borcun ikrar edilmesi veya karara baÄŸlanması hâlinde
MADDE 156- Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre iÅŸlemeye baÅŸlar.
Borç bir senetle ikrar edilmiÅŸ veya bir mahkeme ya da hakem kararına baÄŸlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.
2. Alacaklının fiili hâlinde
MADDE 157- Bir dava veya def’i yoluyla kesilmiÅŸ olan zamanaşımı, dava süresince tarafların yargılamaya iliÅŸkin her iÅŸleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden iÅŸlemeye baÅŸlar.
Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.
Zamanaşımı, iflas masasına baÅŸvurma sebebiyle kesilmiÅŸse, iflasa iliÅŸkin hükümlere göre alacağın yeniden istenmesi imkânının doÄŸumundan itibaren yeniden iÅŸlemeye baÅŸlar.
E. Davanın reddinde ek süre
MADDE 158- Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiÅŸ olup da o arada zamanaşımı veya hak düÅŸürücü süre dolmuÅŸsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir.
F. Taşınır rehni ile güvenceye baÄŸlanmış alacakta
MADDE 159-Alacağın bir taşınır rehniyle güvenceye baÄŸlanmış olması, bu alacak için zamanaşımının iÅŸlemesine engel olmaz; bununla birlikte alacaklının, hakkını rehinden alma yetkisi devam eder.
G. Zamanaşımından feragat
MADDE 160-Zamanaşımından önceden feragat edilemez.
Müteselsil borçlulardan birinin feragat etmiÅŸ olması, diÄŸerlerine karşı ileri sürülemez.
Bölünemez bir borcun borçlularından birinin feragat etmiÅŸ olması durumunda da aynı hüküm uygulanır.
Asıl borçlunun feragati de kefile karşı ileri sürülemez.
H. Ä°leri sürülmesi
MADDE 161- Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hâkim bunu kendiliÄŸinden göz önüne alamaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Borç Ä°liÅŸkilerinde Özel Durumlar
BÄ°RÄ°NCÄ° AYIRIM
Teselsül
A. Müteselsil borçluluk
I. DoÄŸuÅŸu
MADDE 162-Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiÄŸini bildirirse, müteselsil borçluluk doÄŸar.
Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doÄŸar.
II. Dış ilişki
1. Hükümleri
a. Borçluların sorumluluÄŸu
MADDE 163-Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.
Borçluların sorumluluÄŸu, borcuntamamı ödeninceye kadar devam eder.
b. Borçluların savunmaları
MADDE 164-Müteselsil borçlulardan biri, alacaklıya karşı, ancak onunla kendi arasındaki kiÅŸisel iliÅŸkilerden veya müteselsil borcun sebep ya da konusundan doÄŸan def’i ve itirazları ileri sürebilir.
Müteselsil borçlulardan biri ortak def’i ve itirazları ileri sürmezse, diÄŸerlerine karşı sorumlu olur.
c. Borçluların bireysel davranışı
MADDE 165- Kanun veya sözleÅŸme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diÄŸer borçluların durumunu ağırlaÅŸtıramaz.
2. Borcun sona ermesi
MADDE 166-Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmiÅŸse, bu oranda diÄŸer borçluları da borçtan kurtarmış olur.
Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuÅŸsa, diÄŸer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliÄŸinin elverdiÄŸi ölçüde yararlanabilirler.
Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleÅŸmesi, diÄŸer borçluları da ibra edilen borçlunun iç iliÅŸkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.
III. Ä°ç iliÅŸki
1. Paylaşım
MADDE 167- Aksi kararlaÅŸtırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki iliÅŸkinin niteliÄŸinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eÅŸit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düÅŸen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediÄŸi fazla miktarı diÄŸer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diÄŸer borçlular eÅŸit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.
2. Alacaklıya halef olma
MADDE 168- DiÄŸerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiÄŸi miktar oranında alacaklının haklarına halefolur.
Alacaklı diÄŸerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileÅŸtirirse, bunun sonuçlarına katlanır.
 
B. Müteselsil alacaklılık
MADDE 169- Müteselsil alacaklılık, borçlunun, alacaklılardan her birine borcun tamamını isteme hakkını tanıdığı veya kanunun belirlediÄŸi durumlarda doÄŸar.
Borçlu, alacaklılardan birine yaptığı ifayla, bütün alacaklılara karşı borcundan kurtulmuÅŸ olur.
Alacaklılardan birinin icraya veya mahkemeye baÅŸvurmuÅŸ olduÄŸu kendisine bildirilmedikçe, borçlu onlardan dilediÄŸi birine ifada bulunabilir.
Aksi kararlaÅŸtırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukuki iliÅŸkinin niteliÄŸinden anlaşılmadıkça, alacaklılardan her birinin edim üzerindeki hakları eÅŸittir.
Kendisine düÅŸen paydan fazlasını elde eden alacaklı, bu fazlalığı payını alamamış olan diÄŸer alacaklılara ödemekle yükümlüdür.
Ä°KÄ°NCÄ° AYIRIM
KoÅŸullar
A. Geciktirici koÅŸul
I. Genel olarak
MADDE 170- Bir sözleÅŸmenin hüküm ifade etmesi, gerçekleÅŸip gerçekleÅŸmeyeceÄŸi bilinmeyen bir olguya bırakılmışsa, sözleÅŸme geciktirici koÅŸula baÄŸlanmış olur.
Aksi kararlaÅŸtırılmamışsa, geciktiricikoÅŸula baÄŸlı sözleÅŸme, ancak koÅŸulun gerçekleÅŸtiÄŸi andan baÅŸlayarak hüküm ifade eder.
II. Koşulun askıda olduğu sıradaki durum
MADDE 171- KoÅŸul gerçekleÅŸinceye kadar borçlu, borcun gereÄŸi gibi ifasını engelleyecek her türlü davranıştan kaçınmakla yükümlüdür.
KoÅŸula baÄŸlı hakkı tehlikeye düÅŸürülen alacaklı, alacağı koÅŸula baÄŸlı olmayan alacaklıların haklarını korumak üzere baÅŸvurabilecekleri önlemleri alabilir.
KoÅŸulun gerçekleÅŸmesinden önce yapılan tasarruflar, koÅŸulun hükümlerini zedelediÄŸi oranda geçersiz olur.
III. KoÅŸul gerçekleÅŸinceye kadar elde edilen yararlar
MADDE 172- Borcun konusunu oluÅŸturan ÅŸey, koÅŸulun gerçekleÅŸmesinden önce kendisine verilen alacaklı, koÅŸul gerçekleÅŸirse, koÅŸulun gerçekleÅŸmesine kadar elde ettiÄŸi yararların sahibi olur.
KoÅŸul gerçekleÅŸmezse alacaklı, elde ettiÄŸi yararları geri vermekle yükümlüdür.
B. Bozucu koÅŸul
MADDE 173- Sona ermesi önceden gerçekleÅŸip gerçekleÅŸmeyeceÄŸi bilinmeyen bir olguya bırakılan sözleÅŸme, bozucu koÅŸula baÄŸlanmış olur.
Bozucu koÅŸula baÄŸlanmış sözleÅŸmenin hükümleri, koÅŸulun gerçekleÅŸtiÄŸi anda ortadan kalkar.
Aksi kararlaÅŸtırılmadıkça veya iÅŸin niteliÄŸinden anlaşılmadıkça sona erme, geçmiÅŸe etkili olmaz.
C. Ortak hükümler
I. KoÅŸulun gerçekleÅŸmesi
MADDE 174-KoÅŸul, taraflardan birinin bizzat yerine getirmesi gerekli bir davranış deÄŸilse, o tarafın ölümü hâlinde mirasçısı onun yerine geçebilir.
II. Dürüstlük kurallarına aykırı engelleme
MADDE 175-Taraflardan biri, koÅŸulun gerçekleÅŸmesine dürüstlük kurallarına aykırı olarak engel olursa, koÅŸul gerçekleÅŸmiÅŸ sayılır.
Taraflardan biri, koÅŸulun gerçekleÅŸmesini dürüstlük kurallarına aykırı biçimde saÄŸlarsa, koÅŸul gerçekleÅŸmemiÅŸ sayılır.
III. Yasak koÅŸullar
MADDE 176-Bir koÅŸul, hukuka veya ahlaka aykırı bir yapma veya yapmama fiilini saÄŸlamak amacıyla konulmuÅŸsa, bu koÅŸula baÄŸlı hukuki iÅŸlem kesin olarak hükümsüzdür.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM
Bağlanma Parası, Cayma Parası ve Ceza Koşulu
A. Bağlanma parası
MADDE 177- SözleÅŸme yapılırken bir kimsenin vermiÅŸ olduÄŸu bir miktar para, cayma parası olarak deÄŸil sözleÅŸmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiÅŸ sayılır.
Aksine sözleÅŸme veya yerel âdet olmadıkça, baÄŸlanma parası esas alacaktan düÅŸülür.
B. Cayma parası
MADDE 178- Cayma parası kararlaÅŸtırılmışsa, taraflardan her biri sözleÅŸmeden caymaya yetkili sayılır; bu durumda parayı vermiÅŸ olan cayarsa verdiÄŸini bırakır; almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.
C. Ceza koÅŸulu
I. Alacaklının hakları
1. Cezanın sözleÅŸmenin ifası ile iliÅŸkisi
MADDE 179-Bir sözleÅŸmenin hiç veya gereÄŸi gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaÅŸtırılmışsa, aksi sözleÅŸmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.
Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaÅŸtırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiÅŸ veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiÅŸ olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.
Borçlunun, kararlaÅŸtırılan cezayı ifa ederek sözleÅŸmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduÄŸunu ispat etme hakkı saklıdır.
2. Ceza ile zarar arasındaki ilişki
MADDE 180- Alacaklı hiçbir zarara uÄŸramamış olsa bile, kararlaÅŸtırılan cezanın ifası gerekir.
Alacaklının uÄŸradığı zarar kararlaÅŸtırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduÄŸunu ispat etmedikçe aÅŸan miktarı isteyemez.
3. Kısmi ifanın yanması
MADDE 181-Ceza koÅŸuluna iliÅŸkin hükümler, dönme durumunda ifa edilmiÅŸ olan kısmın alacaklıya kalacağını öngören sözleÅŸmelere de uygulanır.
Taksitle satışa iliÅŸkin hükümler saklıdır.
II. Cezanın miktarı, geçersizliÄŸi ve indirilmesi
MADDE 182- Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.
Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaÅŸtırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmiÅŸse, cezanın ifası istenemez. Ceza koÅŸulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliÄŸini etkilemez.
Hâkim, aşırı gördüÄŸü ceza koÅŸulunu kendiliÄŸinden indirir.
BEŞİNCÄ° BÖLÜM
Borç Ä°liÅŸkilerinde Taraf DeÄŸiÅŸiklikleri
BÄ°RÄ°NCÄ° AYIRIM
Alacağın Devri
A. Koşulları
I. Ä°radi devir
1. Genel olarak
MADDE 183- Kanun, sözleÅŸme veya iÅŸin niteliÄŸi engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kiÅŸiye devredebilir.
Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kiÅŸiye karşı, alacağın devredilemeyeceÄŸinin kararlaÅŸtırılmış bulunduÄŸu savunmasını ileri süremez.
2. Åžekli
MADDE 184-Alacağın devrinin geçerliliÄŸi, yazılı ÅŸekilde yapılmış olmasına baÄŸlıdır.
Alacağın devri sözü verme, ÅŸekle baÄŸlı deÄŸildir.
II. Yasal veya yargısal devir ve etkisi
MADDE 185-Alacağın devri kanun veya mahkeme kararı gereÄŸince gerçekleÅŸmiÅŸse, bu devir özel bir ÅŸekle ve önceki alacaklının rızasını açıklamasına gerek olmaksızın, üçüncü kiÅŸilere karşı ileri sürülebilir.
B. Devrin hükümleri
I. Borçlunun durumu
1. İyiniyetle yapılan ifa
MADDE 186– Borçlu, alacağın devredildiÄŸi, devreden veya devralan tarafından kendisine bildirilmemiÅŸse, önceki alacaklıya; alacak birkaç kez devredilmiÅŸse, son devralan yerine önceki devralanlardan birine iyiniyetle ifada bulunarak borcundan kurtulur.
2. Ä°fadan kaçınma ve tevdi
MADDE 187-Kime ait olduÄŸu çekiÅŸmeli bulunan bir alacağın borçlusu, ifadan kaçınabilir ve alacağın konusunu hâkim tarafından belirlenen yere tevdi etmekle borçtan kurtulur.
Borçlu, alacağın çekiÅŸmeli olduÄŸunu bildiÄŸi hâlde ifada bulunursa, bundan doÄŸacak sonuçlardan sorumlu olur.
Dava konusu olan çekiÅŸme mahkemece henüz sonuca baÄŸlanmamış ve borç da muaccel ise, taraflardan her biri borçluyu, edimi tevdi etmeye zorlayabilir.
3. Borçluya ait savunmalar
MADDE 188-Borçlu, devri öÄŸrendiÄŸi sırada devredene karşı sahip olduÄŸu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.
Borçlu, devri öÄŸrendiÄŸi anda muaccel olmayan alacağını, devredilen alacaktan önce veya onunla aynı anda muaccel olması koÅŸuluyla borcu ile takas edebilir.
II. Öncelik hakları ve baÄŸlı hakların geçiÅŸi
MADDE 189-Alacağın devri ile devredenin kiÅŸiliÄŸine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve baÄŸlı haklar da devralana geçer.
Asıl alacakla birlikte işlemiş faizler de devredilmiş sayılır.
III. Senet ve belgelerin teslimi ve bilgi verilmesi
MADDE 190-Devreden, devralana alacak senedi ile elinde bulunan ispatla ilgili diÄŸer belgeleri teslim etmek ve alacağını ileri sürebilmesi için gerekli bilgileri vermekle yükümlüdür.
IV. Garanti
1. Genel olarak
MADDE 191-Alacak, bir edim karşılığında devredilmiÅŸse devreden, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduÄŸunu garanti etmiÅŸ olur.
Alacak bir edim karşılığı olmaksızın devredilmiÅŸ ya da kanun gereÄŸince baÅŸkasına geçmiÅŸse, devreden veya önceki alacaklı, alacağın varlığından ve borçlunun ödeme gücünden sorumlu deÄŸildir.
2. Ä°faya yönelik devir
MADDE 192- Alacaklı, alacağını borcu ifaya yönelik olarak devretmekle birlikte borca mahsup edilecek miktarı belirlememiÅŸse devralan, ancak borçludan aldığı veya gereken özeni gösterseydi alabilecek olduÄŸu miktarı, kendi alacağına mahsup etmek zorundadır.
3. Sorumluluğun kapsamı
MADDE 193-Devralan garanti ile yükümlü olan devredenden aÅŸağıdaki istemlerde bulunabilir:
1. İfa ettiği karşı edimin faizi ile birlikte geri verilmesini.
2. Devrin sebep olduÄŸu giderleri.
3. Borçluya karşı devraldığı alacağı elde etmek için yaptığı ve sonuçsuz giriÅŸimlerin yol açtığı giderleri.
4. Devreden kusursuzluÄŸunu ispat etmedikçe uÄŸradığı diÄŸer zararlarını.
C. Özel hükümlerin saklılığı
MADDE 194-Bazı hakların devrine özgü olarak kanunla konulmuÅŸ bulunan hükümler saklıdır.
Ä°KÄ°NCÄ° AYIRIM
Borcun Üstlenilmesi
A. Ä°ç üstlenme sözleÅŸmesi
MADDE 195- Borçlu ile iç üstlenme sözleÅŸmesi yapan kiÅŸi, borcu bizzat ifa ederek veya alacaklının rızasıyla borcu üstlenerek, borçluyu borcundan kurtarma yükümlülüÄŸü altına girmiÅŸ olur.
Borçlu, iç üstlenme sözleÅŸmesinden doÄŸan borçlarını ifa etmedikçe, diÄŸer taraftan yükümlülüÄŸünü yerine getirmesini isteyemez.
Borçlu, borcundan kurtarılmamışsa, diÄŸer taraftan güvence isteyebilir.
B. Dış üstlenme sözleÅŸmesi
I. Öneri ve kabul
MADDE 196-Borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleÅŸmeyle olur.
Ä°ç üstlenme sözleÅŸmesinin, üstlenen veya onun izni ile borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi, dış üstlenme sözleÅŸmesinin yapılmasına iliÅŸkin öneri anlamına gelir.
Alacaklının kabulü açık veya örtülü olabilir. Alacaklı, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diÄŸer herhangi bir iÅŸleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiÅŸ sayılır.
II. Önerinin baÄŸlayıcılığı
MADDE 197- Borcun üstlenilmesine iliÅŸkinöneri alacaklı tarafından her zaman kabul edilebilir. Ancak, üstlenen veya önceki borçlu, kabul için bir süre koyabilir. Alacaklı bu sürenin bitimine kadar susarsa, öneri reddedilmiÅŸ sayılır.
Önerinin alacaklı tarafından kabul edilmesinden önce yeni bir iç üstlenme sözleÅŸmesi yapılır ve bu ikinci üstlenmeye iliÅŸkin olarak alacaklıya öneride bulunulursa, ilk öneride bulunan, önerisi ile baÄŸlı olmaktan kurtulur.
C. Borçlunun deÄŸiÅŸmesinin sonuçları
I. BaÄŸlı hak ve borçlar
MADDE 198- Borçlu deÄŸiÅŸmiÅŸ olsa bile, alacaklının borçlunun kiÅŸiliÄŸine özgü olanlar dışındaki baÄŸlı hakları saklı kalır.
Bununla birlikte borcun güvencesi olarak rehin veren üçüncü kiÅŸinin ve kefilin sorumlulukları, ancak onların borcun üstlenilmesine yazılı olarak rıza göstermeleri hâlinde devam eder.
II. Savunmalar
MADDE 199- Üstlenilen borca iliÅŸkin savunmaları ileri sürme hakkı, yeni borçluya geçer.
Dış üstlenme sözleÅŸmesinden aksi anlaşılmadıkça yeni borçlu, alacaklıya karşı önceki borçlunun ileri sürebileceÄŸi kiÅŸisel savunmalarda bulunamaz.
Yeni borçlu, iç üstlenme sözleÅŸmesinden kaynaklanan savunmaları alacaklıya karşı ileri süremez.
D. SözleÅŸmenin hükümsüzlüÄŸü
MADDE 200-Dış üstlenme sözleÅŸmesi hükümsüz hâle gelirse, iyiniyetli üçüncü kiÅŸilerin hakları saklı kalmak üzere, eski borç bütün baÄŸlı borçlarıyla birlikte varlığını sürdürür.
Bundan baÅŸka, borcu üstlenen üstlenme sözleÅŸmesinin hükümsüz hâle gelmesinde ve alacaklının zarara uÄŸramasında kendisine bir kusur yüklenemeyeceÄŸini ispat etmedikçe alacaklı, önceden saÄŸlanmış güvenceyi yitirmesi yüzünden veya baÅŸka herhangi bir sebeple uÄŸradığı zararın giderilmesini üstlenenden isteyebilir.
E. Borca katılma
MADDE 201- Borca katılma, mevcut bir borca borçlunun yanında yer almak üzere, katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın, borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olması sonucunu doÄŸuran bir sözleÅŸmedir.
Borca katılan ile borçlu, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olurlar.
F. Malvarlığının veya işletmenin devralınması
MADDE 202-Bir malvarlığını veya bir iÅŸletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiÄŸi veya ticari iÅŸletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diÄŸerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduÄŸu tarihten baÅŸlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya iÅŸletmedeki borçlardan sorumlu olur.
Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden iÅŸlemeye baÅŸlar.
Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleÅŸmesinden doÄŸan sonuçlarla özdeÅŸtir.
Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüÄŸü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre iÅŸlemeye baÅŸlamaz.
G. Ä°ÅŸletmelerin birleÅŸmesi ve ÅŸekil deÄŸiÅŸtirmesi
MADDE 203- Bir iÅŸletme, baÅŸka bir iÅŸletme ile aktif ve pasiflerin karşılıklı olarak devralınması ya da birinin diÄŸerine katılması yoluyla birleÅŸtirilirse, her iki iÅŸletmenin alacaklıları, bir malvarlığının devralınmasından doÄŸan haklara sahip olup, bütün alacaklarını yeni iÅŸletmeden alabilirler.
Bir tek kiÅŸiye ait olup da, kollektif veya komandit ortaklık hâline dönüÅŸtürülen bir iÅŸletmenin borçları hakkında da aynı hüküm uygulanır.
H. Özel hükümlerin saklılığı
MADDE 204- Mirasın paylaşılması ve rehinli taşınmazların devri konusundaki borcun üstlenilmesine iliÅŸkin özel hükümler saklıdır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM
SözleÅŸmenin Devri ve SözleÅŸmeye Katılma
A. SözleÅŸmenin devri
MADDE 205- SözleÅŸmenin devri, sözleÅŸmeyi devralan ile devreden ve sözleÅŸmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleÅŸmeden doÄŸan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçiren bir anlaÅŸmadır.
SözleÅŸmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleÅŸmede kalan diÄŸer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaÅŸma da, sözleÅŸmenin devri hükümlerine tabidir.
SözleÅŸmenin devrinin geçerliliÄŸi, devredilen sözleÅŸmenin ÅŸekline baÄŸlıdır.
Kanundan doÄŸan halefiyet hâlleri ile diÄŸer özel hükümler saklıdır.
B. SözleÅŸmeye katılma
MADDE 206-SözleÅŸmeye katılma, mevcut bir sözleÅŸmeye taraflardan birinin yanında yer almak üzere, katılan ile bu sözleÅŸmenin tarafları arasında yapılan ve katılanın, yanında yer aldığı tarafla birlikte, onun hak ve borçlarına sahip olması sonucunu doÄŸuran bir anlaÅŸmadır.
AnlaÅŸmada aksi kararlaÅŸtırılmamışsa, sözleÅŸmeye katılan ile yanında yer aldığı taraf, sözleÅŸmenin diÄŸer tarafına karşı müteselsilen alacaklı ve borçlu olurlar.
SözleÅŸmeye katılmanın geçerliliÄŸi, katılma konusu sözleÅŸmenin ÅŸekline baÄŸlıdır.
KANUNUN DEVAMI Ä°ÇÄ°N LÜTFEN AÅžAÄžIDAKÄ° LÄ°NKÄ° TIKLAYINIZ
http://www.marbleport.com/madencilik-kulturu/193/6098-sayili-turk-borclar-kanunu-devami-iii
 

MADENCİLİK İLE İLGİLİ KANUN VE YÖNETMELİKLER